Günler geçti, haftalar geçti, aylar geçti sevgili okur. Bir dağ başında da geçiyor zaman, dakikalar sayılarak da olsa geçiyor zaman. Kar yağdı, don tuttu, yollar kapandı, yollar açıldı, bebeler öldü, bebeler doğdu, gelen oldu, giden oldu, yolunu bulanlar oldu ve bir gün kar dindi. O günden sonra kar hiç yağmadı ya da yağmurla karışık arada bir
Sayfa 241Kitabı okudu
LXIV / Son Ders
Günler geçti, haftalar geçti, aylar geçti sevgili okur. Bir dağ başında da geçiyor zaman, dakikalar sayılarak da olsa geçiyor zaman. Kar yağdı, don tuttu, yollar kapandı, yollar açıldı, bebeler öldü, bebeler doğdu, gelen oldu, giden oldu, yolunu bulanlar oldu ve bir gün kar dindi. O günden sonra kar hiç yağmadı ya da yağmurla karışık arada
Sayfa 239 - ALFAKitabı okudu
Reklam
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
O savaşın en kötü yanı arkadaşlarımın ölümünü seyretmek değil, yaşamalarını seyretmekti. Birtakım öyküler duymuştum insan bedeni ve insan kasası hakkında, uyum sağlayabileceği koşullar, dayanabilmek, yaşamı sürdürebilmek için seçebileceği yollar konusunda. Güneşte cayır cayır yanıp deri değiştiren, sazla pişmiş yulaf lapası kadar kalın ve kara yeni bir deri edinen insanlar hakkında öyküler duymuştum. Vahşi hayvanlara yem olmamak için uykusuz yaşamayı öğrenenler de varmış. Beden her ne pahasına olursa olsun yaşama asılıyor. Gerekirse kendi kendini yiyor. Besinsiz kalınca yamyamlaşıyor, kendi yağını, sonra kaslarını sonra kemiklerini kemiriyor. Açlıktan ve soğuktan delirmiş askerlerin kendi kollarını kesip pişirdiklerini gördüm. Oranı buranı kesmeyi ne kadar sürdürebilirsin? Her iki kol. Her iki bacak. Kulaklar. Göğüsten kesitler. Kendinizi kese kese bitirip geriye bir tek yağmalanmış sarayında ataduran kalbi bırakabilirsiniz. Hayır. İşe kalple başlamalı. O zaman soğuğu da fazla hissetmezsiniz. Acıyı da fazla hissetmezsiniz. Kalbi yok ettikten sonra elinize sahip olmanız için bir sebep kalmaz. Gözleriniz ölümü görür ama titremez. Bizi eleveren kalbimizdir hep, bizi ağlatan, yolumuza devam edeceğimize ölülerimizi gömmekle vakit kaybetmemize yol açan. Geceleri rahatimizı kaçıran, kendi kendimizden nefret ettiren kalbimizdir hep. Bize eski şarkılar söyleten, eski sıcak günlerin anılarını canlandıran, yangını yeni sönmüş her köyde sarsılmamıza yol açan kalbimizdir hep.
Yaz sonu Ankara'ya nasıl döndüğümüzü pek anımsamıyorum ama babamın gazete çıkarmak üzere İstanbul'da kalacağını ve ben ilkokulu bitirince de annemle birlikte İstanbul'a taşınacağımızı biliyorum. Açıkçası babamın bakanlık emrine alınmasının üstelik bir de İstanbul'da gazete çıkaracak olmasının önemini kavramış değilim henüz. Ancak, Marko Paşa
İskandinav efsaneleri, Nazım Edda'da yer alan bir grup kahramanlık şiirinde anlatılmaktadır. Ben onları bir grup olarak görsem de, aslında tarihleri ve biçimleri bakımından geniş bir farklılık göstermektedirler. Kimisi muhtemelen Viking çağının ilk yıllarında, kimisi ise onikinci yüzyılda kaleme alınmıştır. Kimisi, karşılıklı konuşmalar
Reklam