Emma GOLDMAN - Kadının Kurtuluşunun Trajedisi
Bir kabulle başlıyorum: İnsan soyu içinde yer alan çeşitli gruplar arasındaki temel ayrımları inceleyen bütün politik ve ekonomik teorilere rağmen, sınıf ve ırk ayrımlarına rağmen, kadın hakları ve erkek hakları arasına çekilen bütün suni sınır çizgilerine rağmen, bu farklılıkların buluşabileceği ve uyumlu bir bütünlük oluşturabileceği bir nokta
Islâmda Eğitim
Konumuza girmeden önce şunu belirtmek isterim ki günümüz Islâmı yaşıyan kişilerin bilimde ve teknolojide çok geri kaldığı görülüyor zaten ileri gelenler ise basında ve sosyal medyalarda pek yer bulmadığı için müslümanların kendine örnek alacağı kişiler yoktur ve bazı kesim ise Islâmı eğitim düşmanı sanıyor oysaki ''Kadın ve Erkek ilim öğrenmek herkese farzdır" diyor Peygamberimiz(s.a.v).Oysaki tarihte ilk Üniversiteyi 859 yılında Fas'ta Keyruvanda kurulmuş ve bu üniversiteyi ise düşünülenin aksine bir Islâm Bilim Kadını Fatma El-Fihri kurmuştur.Ve daha pek çok Bilim insanı pek çok şey bırakmışlardır. Örneğin: -El Zehraviye ait 200 yakın tıp malzemesi ve ilk dikiş ipliği. -Jabir Ibni Hayyan Kimyanın temelini atan ilk kişidir. -Battati ise bir yılın 365 gün, 5 saat, 46 dakika olarak hesaplayan ilk kişidir. -Ve daha ortaya çıkmayan ve İspanyol'ların yaktığı binlerce kitap ve buluşlarda dahildir. Zaten bunlardan ziyade olarak ise en eski zamanlarda çocuğun eğitimi ahlaki ve dini olarak ailesi tarafından doğduğu andan itibaren veriliyordu. Günümüz ahlak ve terbiye kavramının ise eski zamanlarda cahiliye devrine döndüğü görülmektedir. Ilime ve okumaya verilen bu çok az değer erkeğin okutulması kızların ise bundan geri kaldığı görülüyor. Oysaki kızları toprağa gömmekten kurtarıp onları erkeklerle eşit tutan ve eğitimi farz sayan bir dine sahip iken nefsimizin bize karşı kazandığı bir bataklığa doğru sürükleniyoruz.
Reklam
Kırk hadis kitaplarının hangisi nasıl?
İlim geleneğimizde kırk hadis geleneği önemli bir yer tutar. Kırk hadis öğrenip yaşamanın fazileti ile ilgili olan hadis-i şerif bu alanda sürekli yeni eserler neşredilmesine vesile olmuştur. Kırk hadis geleneğinde en bilinen ve dünya coğrafyasında farklı diller ile neşredilen eser İmam Nevevi’nin kırk hadis
RAMAZAN AYINDA OKUNACAK KİTAPLAR;
Sevgili Dostlar;
Mutâlî’
Mutâlî’
Hocanın başlattığı 'RAMAZAN GAZETESİ ETKİNLİĞİ' kapsamında, (#44804788) Ramazan ayında okunmasını tavsiye ettiğiniz, okumayı düşündüğünüz eserleri bizimle paylaşırsanız, bizler de istifade etme imkânı buluruz inşallah. Benim okuma listem; 1-Yoldaki İşaretler, Seyyid Kutub 2-Hakikate Giden Yol, İmam Gazali 3- Aşkın Gözyaşları, Şems-i Tebrizi 4-Sun‘ullah-I Gaybi Divanı, Bilâl Kemikli 5- Samanyolunda Ziyafet, Sezai Karakoç 6- İslam Deklarasyonu, Aliya İzzetbegoviç 7- Tasavvuf ve Ahlak Eğitimi, Hasan el-Benna 8- Hicab, Mevdudi
Kulak deyip geçmeyin Muayene olduğum doktor, tablo ve maket üzerinde anlatmıştı. Kulakta iki merkez vardır; biri denge merkezi diğeri duyma merkezi. Bir merkezle duyduklarımızı yorumlaması için beyne iletiriz, diğer merkezdeki kristaller sayesinde ise vücut dengemizi sağlarız. Su terazisi gibi işlem görür. Yıllar önce aldığı eğitimi, üşenmeden, heyecanla bana da anlatmıştı tekrar. "mucize bir organdır kulak, diğerleri gibi" demişti. Vücudumuzu, organları ve tüm hücreleriyle bir insan topluluğuna benzetirsek; kulaklarımız, kumanda merkezi, denge ve gözetleme kulesi gibi çalışmaktadır. Kulak işitme merkezimiz, ne duymuş ve duyurmuşsa, beyin bu bilgiye göre yorum yapacak, diğer organlarımıza eylem talimatı verecektir. Kulak denge merkezimiz de her şart, zemin, eğim ve konumda vücüt dengemizi ayarlayarak, beyin kontrol merkezimize, "güvendeyiz, vukuat yok, yola devam" emniyet mesajını vermektedir. İşte kulaklarımız, toplumsal yönetim sistemi kapsamında görev yapan mekanizmanın bir modülü gibidir. Duyma merkezi; mantık, ahlak, algı ve sezgi kararlarımızı etkiler. Kulaktaki denge merkezi ise, yönetimdeki adalet mekanizması gibidir. Kristalleri yerinden oynadığında denge bozulur ve adalet üretilemez. Ahlak ve adaletten yoksun bir vücut veya toplum düşünülebilir mi? Bundan dolayıdır ki; kulak ve göz deyip geçmeyin. Asli fonksiyonlarını yerine getiremezlerse, kalp ve beyin avara kasnak gibi çalışır durur. Toplumlar da öyle değil mi? 10.05.2019 Ali Rıza Malkoç #armozdeyis Yazımın yayınlandığı site adresi: edebiyatevi.com/yazi/222638_kul...
Bireyler çevresiyle, çevresindeki uyaranlarla etkileşimde bulunarak öğrenir. Dolayısıyla ne tür öğrenmelerin gerçekleşeceği, bireye sunulan, onun etkileşimde bulunduğu uyaranların niteliği ile ilişkilidir. Bu bakımdan ahlâki değerler de toplumsal yaşantı içerisinde kazanılırlar ve bunların niteliği de etkileşilen, yaşantı geçirilen uyaranların
Reklam
293 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.