Bir Ahmet Hamdi Tanpınar kitabının daha sonuna geldik.
Ahmet Hamdi'yi seviyorum çünkü kendine has bir tarzı var ve şairane bir üslupla yazıyor. Eserleri genel olarak karmaşık bir dille yazılmasa da çok açık da olduğu söylenemez. Mahur Beste de tıpkı diğer kitapları gibi süslü ama az süslü bir dille yazılmış. Hızlı bir şekilde okunamamakla beraber çok ağır da gitmiyor.
Hikayenin başında Behçet Bey'in konağında yalnız yaşayışı anlatılıyor. Ve Yazar tanıdığı bir arkadaşını bize de anlatmak ihtiyacı hissetmiş gibi Behçet Bey'den itibaren anlatmaya başlıyor. Fakat bir yerden sonra kendisini, sanki sohbet anında konuyu kendi steği dışında, istemediği bir yerlere getiren bir adam gibi Behçet Bey'le alakası olan farklı insanlar üzerinden farklı hayat hikayeleri anlatırken buluyor.
İstanbul'un Konak hayatı, Şark-Garp çatışması, insanların yalnızlıkları, zenginlikleri, para kazanma hırsları, gururları, hevesleri farklı kişiler üzerinden gayet iyi bir şekilde anlatılmış Ahmet Hamdi'nin bu eserinde de.
Kitabın sonuna geldiğinizde kendinizi Ahmet Hamdi Tanpınar'ın arkadaşıyla birlikte oturmuş ve arkadaşının hikayesini Ahmet Hamdi nin ağzından dinliyormuş hissine kapılıyorsunuz.
Kitaplarını hangi sırayla yazdığını bilmiyorum bunu öğreneceğim ama bütün kitapları birbiriyle bağlantılı gibi. Hepsi birbirinin bir parçası.
Ahmet Hamdi Tanpınar 'ı seviyorum ve sevmeye de devam edeceğim. Türk edebiyatının en iyi romancılarından biri kesinlikle Ahmet Hamdi Tanpınar'dır.
Bir nevi hazinemiz o bizim. Bu eserleri okuma imkanını bize verdiği için Ahmet Hamdi'ye 2018'in Kayseri'sinden teşekkür ediyorum; kendisini minnetle veözlemle anıyorum.