Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.8
🪻🪻🪻🪻🪻SİNEM 🪻🪻🪻🪻🪻
Polis olan Alper yakın arkadaşı kardeş gibi gördüğü Soner ile dışarı çıktıkları bir akşam Sinem' i görür. Sarı saçlı, mavi gözlü Sinem’e ilk görüşte aşık olur.Alper bugüne kadar kadınlardan uzak durmuştur çünkü babasının abisine verdiği bir söz ile kuzeni ile nişanlıdır. Kaderini kabullenmiş kimsenin duyguları ile oynamamak için kadınlardan uzak dururken Sinem'den ne yapsa uzak duramaz.
Sinem üniversite öğrencisi, aslen Alman asıllı ama henüz çocukken Türk bir aileye evlatlık verilmiş annesi babası tarafından sevgi ile büyütülmüş bir genç kız.
Alper Sinem’e olan aşkı ile babasının arasında kalır, babasının kalp krizi geçirmesi elini kolunu bağlar. Nihayet hastalıklar sorunlar bitti deyip iki genç her şeye rağmen evlenir. Alper Polislik görevinden istifa eder ve sahil kasabasına yerleşirler. Ve genç çiftimiz bir ömür mutlu huzurlu yaşadılar diyeceğim sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Aslında hikaye tamda buradan sona başlıyor. Büyük sınavlar, büyük sorunlar …
Sayfalar su gibi aktı gitti ancak o kadar çok ani gelişme var ki hiç beklemediğiniz yerde kurgu bambaşka bir yere akıyor.
Önce garipsediğim sonra gittikçe içine çekildiğim #psikolojikroman #bakiretablolar kitabıyla karşınızdayım. Başta gerçekten olayı idrak edemedim çünkü kısa olarak yazılmış ilk 4 bölüm pek bir anlam ifade etmedi. Sonra kitabı bırakamayıp merakıma yenik düştüm.
Göktan adlı karakterin karışık ve anlamsız görünen sanrılarıyla birlikte doktoru Selçuk
Natsuki çevresindeki insanlardan çok farklı. Bu bir gerçek değil de kendi düşüncesi olabilir. ‘Dünyalılar’a benzemek istemiyor zaten. Çünkü onların istedikleri-onların kuralları öyle can yakıcı olabiliyor ki..
Ve sonunda bir kaçış planına yapıyor, asası-aynası yanında. Uzaklaştıkça dibe mi çekiliyor yoksa? Daha mı çok karışıyor Dünyalılar’a?
.
Yazarın severek okuduğum Kasiyer’inden sonra beklentim oldukça yüksekti Dünyalılar’dan. Ama hayır sevemedim, kitabın içindeki eleştirileri-göndermeleri-yıkılması gereken duvarları anlasam da sevemedim. Rahatsızlık verici ve tedirgin edici olması da değildi sorun, bunun ‘çok fazla’ olmasıydı. Şöyle söyleyeyim: eleştirdiğiniz şeyi bir süre sonra kendiniz yapmaya başlarsınız ve bunun da farkına varamazsınız, kitabın hissettirdiği tam da buydu benim için. ‘İnadına ispat, sürekli nefretin üzerine oynamak’ vardı sanki satır aralarında..
.
Sayaka Murata’nın eserlerini alıp okumaya devam eder miyim? Evet, kaleminin güçlü olduğunu, gündelik sorunlardan ustaca bahsedeceğini düşünüyorum çünkü.
.
Alper Kaan Bilir çevirisi, Hamdi Akçay kapak tasarımıyla (evet kapak tasarımının sevimli kılınması da bilinçli bir tercih, diğer dillerdeki basımları da böyle seçilmiş ancak buradaki ironiyi de sevemediğimi söylemeliyim)
#niğde Polis Okulun'da tanışan; İstanbullu Soner ve Malatyalı Alper #elazığ da göreve başlarlar.
Bir akşam #harput 'ta muhteşem Elazığ manzarası olan #hünkarkonağı Restoranında yemek yerlerken Alper vurulur
Gökyüzünü kıskandıracak deniz mavisi gözleri, güneşten parlak altın sarısı saçları, masalların as kızları periler kadar güzel SİNEM, Eros'un okuyla Alper'i kalbinden vurur. İlk görüşte aşk
Alper;Tatlı sert ama aşkla sevgi dolu günlerin ardından babasını, İlknur'u herşeyi, mesleğini bile bırakıp Sinem'le evlenir. Sahil kasabasına yerleşirler.
Pembe panjurlu ev, çoluk çocuk, şirin bir #cafe mutlu mesut bir #hikaye beklemeyin. Evlatlık hastalık... Aşkın olduğu yerde entrikalar, aldatma
Yazar, karakterleri karşılıklı konuşturmuş. Konusu itibariyle günümüzde yaşanan ya da yaşanması muhtemel aile içi sorunlara değinmiş.
Yalın bir aşk hikayesi değil, içinde bi dünya konu var.
Bu kadar dolu bir içerikten en az 2'li bir seri olurmuş diye düşünürken,
hızlı ilerliyor ve böyle olunca da merakla bırakmadan #okudumbi̇tti̇
Her gün insanların başına neler neler geliyor, ne zorluklarla sınanıyorlar. Sevinçleri, üzüntüleri... Sinem, yalnızca bu insanlardan biri.
İkili ilişkilerde bakış açımızı değiştirip empati yapabileceğimiz Romanı için Yazar CEM BOSTAN'A teşekkür ediyorum...
Kaleminiz daim olsun inşallah
Umarım yeni kitabını çok beklemeyiz.
Filiz Aygündüz, Kaç Zil Kaldı Örtmenim kitabıyla tanıdığım bir isim. Alper Hasanoğlu’nu ise Youtube’ta Flu Tv kanalında keşfettim. Flu Tv sevdiğim, takip ettiğim ve çoğu videosunu izlediğim bir kanal. Özellikle yemek yerken izlemek benim için çok keyifli. Bir gün izleyecek video bulamadığımda Alper Hasanoğlu’nun videosunu açtım. Yazarın konuşması, düşünce şekli, mantığı ve fikirleri o kadar hoşuma gitti ki aynı gün bütün videolarını izledim. 6-7 videoyu arka arkaya izledim o akşam.
Yazarın kitaplarının da olduğunu biliyordum ama Gel Hayattan Konuşalım yazardan okuduğum ilk kitap oldu.
Kitap diyalog şeklinde ilerliyor. Filiz Hanım soruyor, Alper Bey cevaplıyor. Benim için ilham verici ve ufuk açıcı bir okuma oldu. Çok fazla cümlenin altını çizdim. Hepsini buraya yazıyorum ki hatırlamak istediğim an gelip okuyabileyim. Psikoloji, felsefe, hayatla ilgili okuma yapmak isteyenlere şiddetle öneriyorum.
NOT: Filiz Hanım aslında bu sohbeti Prof. Dr. Engin Geçtan ile yapmak istemiş ama Engin Bey’in sağlığı izin vermeyince proje rafa kalkmış. Daha sonra Alper Bey’le hayata geçirmişler ve öğrenmiş ki Engin Hoca, sağlığı bozulduğu için bakamadığı hastaları Alper Bey’e yönlendirmiş. Kitapta sık sık Engin Hoca’nın İnsan Olmak kitabının adı geçiyor. Onu da bir arkadaşımdan ödünç aldım, bu sene bitmeden okumak istiyorum.
suleuzundere.blogspot.com/2022/11/filiz-a...
Alper Kamu. 5 yaşında. Hayreti mucip bir velet. Çocuk kalpli, yetişkin beyinli, atraksiyona meyilli. Hayat onun doğasına ters. Dostoyevski, Oğuz Atay ve de çerez niyetine de Nietzsche okur.. Shostakovich dinler. Tam bir cehennem cücesi afacan anlayacağınız. Bu afacan bir akşam bir cinayete şahit olur, boyuna posuna bakmadan suçluyu bulmaya kalkar. Ve böylece Sherlock Holmes’tan tek eksiği boyu ve yaşı olan, gazoz yerine rakı içen, iflah olmaz bir filozof veletin peşinde samimi mizah ve serüven dolu bir “cinayet romanı” ortaya çıkar.. Adı kadar garip, abartılı,gerilimli ve sevimlidir..
