Batıyı örnek alalım ey ahali.. Peki nasıl? Aynaya bakmadan, lambayı yakmadan, ne bulduysak üzerimize geçirelim, hızlıca. Hayır hayır biraz sakinlik.. okuduğumuz Araba Sevdası, sakin kalma hali sırasında yazarın şöyle bir etraflıca gözlemleyip gözüne Bihruz Bey'i kestirmesiyle başlıyor. Günlük konuşma esnasında kullanılan, ama her söylemde istisnasızca kullanılan fransızca kelimeler ne kadar da batılı olduğunu gösteriyor Bihruz Beyimizin. Ya da zat-ı şahaneleri böyle zannediyor, yazarımız ise öyle hicvediyor ki Bihruz Bey dahi kendisinin ne kadar yerildiğini güç anlar, eğer can bulsa da okumuş olsa. Can bulsa demişken yok mudur böyle tipler? Var böyle tipler dedim okurken. Mesela şimdi bir konuşma dilinden bahsediliyor; plaza dili. Bihruz Beyin dilini ve durumunu buna benzettim. Komik bulduğum ve an itibariyle müstehzi bir tebessümün dudağımın kenarına konmasına sebep olan durumun öznesi oluyor muyuz acaba zaman zaman? Hadi biraz da kendimizi eleştirelim, Bihruz Bey de bunu isterdi belki..