"Kadınların erkekler kadar düşünme yeteneğine sahip olduğunu söylüyorsanız, neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız?" Erkeklerin bıkıp usanmadan tarih boyunca sorduğu bu soru görünümüne bürünmüş ezişe Virginia Woolf'un başkaldırısını ve cevabını okuyoruz bu eserde.
Bir kütüphanenin tozlu rafları arasında bir gezintiye çıkıyoruz. Woolf, "Kadınlar hakkındaki gerçeği geçmişte yakalayamazsam kadınların geleceği üzerinde durmanın ne anlamı var?" diyor ve başlıyoruz "kadın ve edebiyat" tarihinin kökenine inmeye. Jane Austen, Emily Bronte, Lady Winchelse... Birçok kadın yazarla ve kadınlar hakkında yazan erkek yazarlarla buluşuyoruz burada. Yüzeye tekrar çıktığımızda Woolf esaslı yanıtlarını toplamış oluyor ve şöyle sesleniyor biz kadınlara: " Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda yaratın ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!.."
1929 yılında bir kadın, bir feminist, bir lezbiyen olarak bunları dile getirip bunlara öncü olmak büyük bir cesaret örneği fakat malesef ki kadının eziliş şekli farklı olsa da ezilmişliği bunca yıl değişmedi.
Türkiye okunma oranı %84 kadın olan bu eseri erkeklerin de bizim kadar okuması gerektiğini düşünüyor ve umut ediyorum. Virginia Woolf'a kulak verip kendime ait odamdan kim ne der diye düşünmeden yazdığım yazıyı burada noktalarken kitabı sizlere de tavsiye ediyorum. İyi okumalar.