Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Gülliver’in Gezileri
Küçükken gazete kuponlarını toplayınca ince, resimli Güliver’in Gezileri kitapları verirlerdi. O zamanlardan hatırlıyorum da çok güzel olduğunu. Bu yüzden büyük bir heves ve istekle başladığımı söylemeliyim.
Kahramanımız Gülliver, dört farklı ülkeye seyahate çıkıyor.
İlk seyahat ettiği yer cüceler ülkesi Lilliput, ikinci ülke devler ülkesi, üçüncü ülke uçan bir ada ve son ülke ise atlar tarafından yönetilen bir yerdir.
İlk iki seyahatinde gerçekten çok eğlendim, bu seyahatleri çok sevdim. Cüceler ve devler ülkesinde yaşadıkları çok güzeldi Gülliver’in.. masal gibi bir anlatımdı, her şey kafamda canlandı. Çok hoşuma gitti gerçekten.. tam kitabı çok seveceğimi düşünürken.. üçüncü seyahat başladı ve çok fazla detay, ayrıntı vermeye başladı Swift. Ayrıca masal tarzından uzaklaşıp başka bir tarza geçiş yapmıştı. Eleştiri, hiciv.
Güzel bir masal gibi başlayıp sıkıcı olarak devam eden bir kitaptı bence Gülliver’in Gezileri.
Evet belki vermek istediği mesajlar derindi, anlamlıydı, dönemi eleştiriyordu, hükümeti eleştiriyordu fakat benim tarzıma pek uymadı diyebilirim. Son seyahati yine güzeldi ama ilk ikisine göre bir tık gerideydi. Ayrıca her seyahati dönüşünde ailesiyle yaşadıkları biraz duygusaldı. Karısının ve çocuklarının bu duruma anlam verememesi.. Gülliver’in kendini artık evinde hissetmemesi vs…
Yine de okunmaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum çünkü klasik bir eser. Bana hitap etmediğini söylemem gerekiyor ama..
Özgürlük yoksa aşk da yoktur…
Ahmet Ümit denildiğinde ilk aklımıza gelen polisiye yazarı olması ve başkomiser Nevzat ..amaaaa bu kitapta ne polisiye vardı ne de başkomiser Nevzat ne de suçluları yakalamak için aradığımız ipuçları ..
Bu kitap adı gibi bir aşk masalını anlatıyor bizlere ..5 farklı ülkenin 5 farklı prensi bir gece rüyalarında
Hayallerin Gerçekliğine Açılan Okyanus
Çocukluğundaki gibi hayaller kurmak isteyenlere, hala onların içinde yaşayanlara, çocukluğunun hayallerini özleyenlere…
Kitaba başlarken nasıl bir yolculuğa çıkacağımın farkında değildim. Kapaktaki isim ilgi çekici bir şeyler okuyacağımın habercisiydi ancak zihnimde böyle bir kapının açılacağının farkında değildim. Çocukluğumun üzerinden uzun yıllar geçti. Tamam, şu an 23 yaşındayım belki ama bilirsiniz işte, çocukken yaşanan anlam ile yetişkin olduktan sonraki yaşanan anlam başkadır. O yaşlarda okuduğumuz kitaplar bir başka güzeldir. Kurduğumuz hayaller daha gerçektir. Kendimize kendi dünyamızda bir gerçeklik yaratırız o dönemde. İçinde yaşamaktan oldukça mutluyuzdur. Hayallerimiz, kurguladığımız dünya bize her şeyden çok daha gerçek gelir. Öyle olmasını isteriz. Yazarın dediği gibi: “Yetişkinler yolları takip eder. Çocuklar keşfe çıkar. Yetişkinler aynı yolu yüzlerce, binlerce kez yürümekten sıkılmazlar.” Çizgisi belirlenmiş hayatlar yaşamaya öylesine kaptırdık ki farklı patikalar, kestirme yollar, ağaç dalları, gökyüzündeki fasulye ağacı, altın yumurtlayan kaz, devlerin ülkesi artık bize gözükmez oldu. Ben bu kitabı okurken uzun zaman sonra ilk defa çocukluk dönemimdeki kaygısızlığı, hayaller dünyasının gerçekliğini hissettim. Kitabın büyüsüyle artık devler ülkesi bana çok uzak değildi. Altın yumurtlayan kaz yakın arkadaşımdı sanki…
İçinizdeki yetişkini öldürüp kısa bir süre de olsa sizi tekrar çocuk yapacak bu kitabı okumanızı öneririm.
Bu hafta okumuş olduğum kitaplardan bir diğeri, "Gulliver'in Gezileri" adlı romandı. Batı edebiyatının en çok okunan kitaplarından biridir. Dönemine büyük etki yaratmış ve dünya çapında da bu etkisi görülmüştür. Dört bölümlük bir eserdir Gulliver'in Gezileri. Asıl adı "Travels into Several Remote Nations of the World by
Maddi sıkıntılar yaşayan bir doktor çözümü gemide buluyor. Gemisi kaza yapıyor ve macera başlıyor.
Cüceler ülkesi, devler ülkesi, uçan ada ve atların hükmü.
Önce cüceler ülkesinde dev olmayı öğrenen gülüver ardından devler ülkesinde Cüceliği tecrübe ediyor. İkinci seyahati sonrası evine dönüyor lakin üçüncü bir seyahatin arzusu kısa sürede onu etkisi altına alıyor. Herkesin aynı boyutta olduğu uçan bir adaya gidiyor müzik ve matematikle kafayı bozmuş bu ülkeden de ayrılıyor. Son olarak uğradığı adada asıl hedef kitle olan asil atların hükmettiği Yahoo’lar bulunuyor. Ne için savaştığını, kiminle savaştığını bilmeyen kibirli, cahil bir millet. Son seyahatini de tamamlayıp evine dönen Gülliver artık ailesini dahi görmek istemiyor, hatta aynadaki yansıması bile onu rahatsız ediyor.
Yine her zamanki gibi başarılı bir Ahmet Ümit hikayesi.
Bu sefer olaylar Berlin'de geçiyor, başkahramanlarımız da Başkomiser Nevzat ve Komiser Ali değil. 1980'den sonra Berlin'e göçen bir ailenin kızı olan Yıldız.
Ailesinin karşı çıkmalarına rağmen bu şehirde başarılı bir başkomiser olan Yıldız, Cemal Ölmez adında bir Türk gencinin vahşice öldürülmesiyle kendini yeni bir soruşturmanın içinde bulur. Hem öldürülen kişinin Türk olması hem de katilin mitolojik göndermeler yapması olayı daha ilginç hale getirir. Kurbanın hem ailesi tarafindan dışlanmış olması hem de neo nazilerden tehditler alması, ayrıca aile içinde ciddi anlaşmazlıklar bulunması şüphelileri çoğaltır.
Katili aramaya yoğunlaşan Yıldız için kötü haberse cinayetlerin Cemal ile sınırlı kalmayacak olmasıdır. Hem işlenen yeni cinayetler hem de bu ailenin mitolojik geçmişiyle ilgili öğrendikleri Yıldız'ın kafasını karıştırır ve büyük resmi görmesini zorlaştırır. Ancak tüm parçaları birleştirdiğinde hikayenin bütünüyle karşılaşır.
Ahmet Ümit her zamanki gibi, bir solukta okunacak akıcılıktaki bir polisiye romanın yanında bize bambaşka bir dünyanın; Zeus- tanrılar -titanlar ve devler savaşlarının, Yunan mitolojisinin kapılarını açıyor. Bergama'nın Yunan mitolojisindeki ve Antik Yunan medeniyetindeki öneminin farkına varmamızı sağlıyor. Bununla birlikte, topraklarımızda yaşanan tarihle ilgili ortaya çıkan eserlerin yurt dışında sergileniyor oluşuna dikkat çekerek bu eserlerin gizli yolculuğuna bizi ortak ediyor.
Gulliver'in Gezileri kitap yorumu
Jonathan Swift'in fantastik öğelerle zenginleştirtiği, hiciv türündeki tek romanı, Gulliver'in Gezileri.
Gemi doktoru olarak başladığı gezi serüveninde kaptan dahi olan Gulliver'in hikayesi oldukça sürükleyici!
Dört ülkeye gider, bunlardan ilki Liliput: cüceler ülkesi, yazar; saray adamlarını, entrikaları, dini aracı olarak kullanma durumlarını, tüm dünyaya hakim olma isteğini, kendi ülkesi -İngiltere- ile kıyaslıyor.
İkincisi Brobdingnag: devler ülkesi, bu bölümde yazar, koca vücutlu insanlara baktıkça, insan vücudu üzerinden çarpık, iğrenç hallere değiniyor, özellikle İngiltere'nin müesseselerini tenkit ediyor, düşüncelerini dolaylı, dolaysız aktarıyor.
Üçüncüsü Laputa: uçan ada ülkesi, bilim kurguya yakın bir dünya, felsefe ve astronomi üzerine, bu alandaki değişimler ise ülkenin en büyük kaygısı... geçiş niteliğinde bir bölüm.
Dördüncüsü Houyhnhnm: tek boynuzlu atlar ülkesi, bu bölüm mizahtan sıyrılmış diğerlerinden farklı, aklını kullanamayan insan soyunu, bunların dünyayı getirdikleri halleri acımasızca eleştiriyor!
Gulliver'in Gezileri, keyifle okuduğum zaman zaman eğlendiren zaman zaman da düşündüren bir kitaptı, yazarın kalemi ve yerinde eleştirileri çok iyiydi. Çocuk kitabı olarak hicivli, eğlenceli olayların hakim olduğu, cüceler ve devler ülkesinden kısaltılmış, çocuk klasik halini bilmiyorum ama kitabın yetişkinler için ideal olduğunu düşünüyorum ve bence herkes okumalı, tavsiye ederim.
Babalar ve Oğulları
Uzun zaman sonra okuduğum ilk polisiye roman.
Okumaya başlarken sıkılacağımı düşünmedim değil ancak daha önce tavsiye edilince romana bir şans vermek istedim.
Evet olabilecek tüm polisiye detaylar kullanılmış romanda. 1 polis ve yardımcısı, kriminal konuşmalar, birden çok şüpheli, her bölümde değişen muhtemel katil odakları, aşk ve arkadaşlık
Gulliver'in Gezileri'ne hep çocuk kitabı gözüyle bakılmış, çocuk dünyasıyla özdeşleştirilmiş.Masalların büyülü yaratıkları olan devler ve cüceler bunda etkili elbette.Kısaltılmış edisyonlar da bu yargıyı perçinlemiştir, sanıyorum.
Gulliver'in Gezileri benim için de ilk okumanın anısıyla özel bir kitap.
Bu yaşıma kadar benim için de
Gulliver’in Gezileri, çoğu kişinin küçükken okuduğu bir kitaptır. Ama bu halinde hiciv baskın diyebiliriz aslında. Kitap yazarın 4 ülkeye seyahatini anlatıyor. Bunlar arasında Cüceler Ülkesi, Devler Ülkesi, Uçan Ada Ülkesi, Yahoo ve soylu bir hayvan türünün bulunduğu ülke var. Genel kapsamda bu seyahatleri keyifle okuyordum. Oldukça da akıcı bir üslubu var zaten yazarın. Bu açıdan bir gezi romanından bu kadar hoşlanacağımı sanmazdım ama öyle olmadı. Sanırım hem fantastik unsurların barındırmasından hem de yoğun bir eleştiri olmasının etkisi var. Son seyahat daha hiciv içerikli diyebiliriz. İnsan soyuna olan nefret, kibirlilik, erdem gibi konularda özellikle dikkat çekilmiş. Öte yandan yazarın hayatı da üzücü. Yaşamı neredeyse hep hayal kırıklıklarıyla geçmiş ki bu da eserinin oluşmasındaki büyük bir etken.
Keyifli okumalar!