Layd Vain adındaki geminin başka bir gemiye çarpması sonucu enkazı ortadan kayboluyor ve on bir ay sonra üstü açık bir filikada tek başına bulunan Edward Prendick'in kaybolduğu sürede başına gelen olaylar anlatılıyor, bilim kurgu edebiyatının Shakespeare'i olarak bilinen Huxley bence yine unvanının hakkını vermiş, olaylar çok akıcı ve sürükleyici, bilim-kurgu deyince de yazdıklarını anlamama gibi bir durum da söz konusu değil anlayabileceğiniz yalınlıkta anlatıyor sıkmadan, yormadan. Edward Prendick'i batan gemi enkazında sonrasında en iyi anlaştığı kişilerden biri olacak olan Montgomery bulup gemisine alıyor ve bir adaya doğru yola çıkıyorlar, Prendick burada yarı hayvan yarı insana benzeyen yaratıklar görüyor, buna ilk başta anlam veremese de daha sonra Doktor Moreau'nun bu hayvanları insanlaştırmaya çalışma deneyleriyle bu hale geldiklerini öğreniyor, tabii ki hayvan hayvandır, yine kendi özlerine dönen hayvanlar Moreau'yu ve Montgomery'i öldürüp adada kendiler hakimiyet kurmaya çalışıyorlar, tek hayatta kalan Prendick bir sal yaparak adadan kurtulma yollarını arıyor, en sonunda kıyıya yaklaşan bir sandal sayesinde kurtuluyor ama normal insanların arasında kalmayı özleyen Prendick insanların arasına dönünce de uyum sağlamakta sıkıntı yaşıyor, oradaki insanların da adada ki hayvanlara benzediğini düşünerek kendini yalnız ve tehlikede hissediyor, zamanla bu duygusu azalıyor kalabalıktan uzak, kitaplarıyla, bilimsel çalışmalarıyla normal hayatına dönmeye başlıyor. Ben sevdim sıkmadı, akıcıydı, tavsiye ederim :)