Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.29
Babasına aşık bir kız olmak.
Elektra, Zweig kitabı kalınlığındaki bir yunan klasiği. Babası Agammenon'un, annesi ve aşığı tarafından katledilmesi sonrası çektiği acıya dikkat çekiliyor kitapta. Elektra kitabında hikayenin ilerlemesini değil karakterleri tanımaya çabalıyorsunuz. Sıkça yer alan kültürel öğeleri öğreniyor ve o dünyaya güzel bir şarkı ile ışınlanıyorsunuz. Antik yunan dünyasında kadın , anne, kardeş ve erkek olmanın örnekleri ile karşılaşıyoruz. Kitap ilk olarak psikolojiye ilgili iseniz sizi Elektra kompleksinin adını aldığı için sizi çekiyor. Bilmeyenler için. Psikolojide 3-6 yaş arası (fallik dönem) çocuklarının babaya aşırı düşkün olmaları ve anneyi rakip olarak görmeleri olarak tanımlanmaktadır. Oidipus kompleksinden sonra merak ettiğim diğer kitaptı. Bu iki kitapta aynı yazara ait. İki kitabı karşılaştırırsam Elektra duyguyu geçirmek konusunda daha başarılı idi. Belki de kadınların hareket edebilme konusunda kısıtlanması sebebi ile duyguya daha fazla ağırlık verildi. Kral Oidipus, ise daha çok serüven hikayesiydi. Güzeldi. Kısa sürede okuyabilirsiniz. Özellikle iş bankası yayınını tavsiye ederim bu tür Yunan klasiklerinde. Çünkü Azra Erhat tarafından yapılan çeviriler çok kıymetli bence. Kendisi aynı zamanda yunan mitoloji sözlüğünü de yazmış bir kişidir. Allah rahmet etsin.
Okur yorumlarına baktığımda kitaptan övgüyle bahsedenler kadar sert bir dille eleştirenler de var. Ben ise övgülerden etkilenip çok fazla beklentiyle başladım kitabı okumaya. Beklentimi karşıladığını söyleyemeyeceğim açıkçası.
Kitabımız 80'li yılların toplumsal ve siyasal ortamından bahsediyor. Feodal yaşam ve kültüründen modernleşmeye doğru bir geçiş süreci... Toplumsal yapıdaki değişimin sonucu olarak dağılan ve parçalanan aileler ve yaraları... Kahramanımız Nilsu'nun anlatımıyla tanıklık ediyoruz bu döneme. Bir solukta okunabilecek bir akıcılıkla yazılmış bir hikaye.
Diğer taraftan, okurken beni rahatsız eden bir kaç konuya da değinmek istiyorum. Diyorum ki mesela; keşke Nilsu'nun daha lisede okurken kendisinden on beş yaş büyük öğretmeniyle yaşadığı ilişki, biraz da olsa eleştirel bir dille yazılsaydı. Veya Nilsu'nun babasını gördüğü rüyadan hiç bahsedilmeseydi mesela. Bu elektra kompleksini kaç kişi bu boyutta yaşıyordur ki zaten Allah aşkına! Çünkü okur yorumlarına baktığımda ortaokul ve lise döneminde bu kitabı okuyan okur sayısı o kadar çok ki... Çünkü normalleştirilmiş anormallikler yüzünden modernlikten ziyade yozlaşmaya doğru o kadar hızla sürükleniyoruz ki!..
Yine de kalemine ve yüreğine sağlık diyelim sevgili yazarımızın. Kumral Ada Mavi Tuna kitabını çok sevmiştim, diğer kitaplarını da okumaya devam edeceğim. Ama bu kitabın çok da fazla lezzetini alamadım.
Sevgiyle ve kitaplarla kalınız...
Kitabın içerisinde; tutkulu aşk, ayrılık acısı, ölüm yası, boşanma stresi, aldatılma travması, şüphe, iktidarsızlık, vajinismus, elektra kompleksi, öfke, endişe, sosyal fobi, özgüven kaybı, paranoya, narsizim, bordeline, anti-sosyal kişilik, tükenmişlik sendromu, internet bağımlılığı, işyeri tacizi, ve mutsuz emeklilere dair başlıklar bulunmakta bunlara yönelik çözüm önerileri de mevcut. Geniş bir zamana yayarak okudum iyice sindirebilmek adına. Empatik açıdan da bakabilmenizi sağlayan bir eser. Tavsiye ederim.
Bilinmelidir ki mitoloji için asıl kaynaklar Hesiedos ve bilhassa Homeros’un eserleridir. Homeros ki iki büyük eseri İlyada ve Odyseia ile tüm dünya edebiyatını etkilemiştir. Ama bu eserler yakıştırmalar, mecazlarla örüldüğü için önceden mitoloji ile ilgili ufak çaplı bilgiler edinmeniz sizin yararınıza olur. Ben okumamı verimli hale getirecek her türlü hazırlığı önceden yapmaya çalışırım. Bu tragedyalar(ve daha fazlası) o eserlere ulaşmak için benim ilk adımımdı. Belki yıllar sürecek ama o eserleri de okuyunca Shakespeare için, Shakespeare okuyunca Ulysses için bir adım olacak ve bu böyle devam edecek.
Sigmund Freud Cinsellik Üzerine
Bubtür kitaplar beğenilecek ve ya beğenilmeyecek kitaplar değiller ama yine de eski tarihlerden yazılmış bir kitap olarak bazı konuların absürt olduğunu düşünüyorum. Mesela parmak emmenin cinsel bir eylem olduğunu ve ya erkekler tarafından yetiştirilmiş erkeklerin eşcinsel olma ihtimallerinin daha yükske olduğunu yazan bir bölüm var. Ama biz çocuklar yıllardan beri dişi birey olan annelerimiz tarafından besleniyoruz, büyüyoruz. Bir kadın olarak o zaman tüm kadınların eşcinselliğe (meme emiyoruz birde o var) yatkınlığı daha yüksekte olmaz mı? Hep eril cinselliğinden bahsedilmiş ama bu soruyu cidden sormak isterim. Kadınlarında erilsel bir cinselliğe sahip olduğu ile alakalı garip bir tutumu var froyd'un, peki erkeksi cinsellik ne demek? Burada bir psikiyatr ve ya psikolog vsrsa cidden modern tıbba göre cevaplayabilirse çok çok sevibirim çünkü neden eril bir davranış olduğunu anlamadım. Evet, klitoris genel olarak penisin küçük verisyonu gibi ama neden eril cinselliği olarak advedilmiş anlamadım sadece. Birde anneye ve ya babaya düşkünlük muhabbeti, elektra ve oidipus kompleksinin gerçek olduğunu biliyorum ama en küçük ilginin bile aşka yorumlanması bana saçma geldi mesela. Karanlık olduğunda annenin elini tuttuğunda falan filan dediği yer var ya, ne bileyim çok absürt gelmişti. En basit cinsel iliskide bile cinsel sapma dediğimiz olayın bu kadar abartılarak anlatılması da çok çok çok garip. Cinsel fanteziler ve gerçek hayatın abartılı derecede yakın olduğunu düşünmüyorum. Mesela cinsellikte sertliği seven bir kadın gerçek hayatta kocanın ona uyguladığı şiddeti sevmek zorunda mı? Ve ya tam tersi.
Euripides'in Orestis'inden önce olanlar
Klitemnestra, Helen'in kız kardeşi, Agamemnon'un karısı, Orestis ve Elektra'nın annesi; kocası Agamemnon Truva'ya Helen'i kocasına döndürmeye gitmişken; ki gitmeden de kızını Truva seferinin bereketine kurban etmiştir, yatağına Aigisthus(?)'u alır. Agamemnon'un dönmesi ile başına geleceklerden korktuğu için bir cinayet tezgahlar. Oğlu Orestis'i sürgüne yollar ve Agamemnon'u seferden döndüğü gün öldürür. Böylece Aegisthus ile olabilecektir. Koro, Orestis'in bir gün sürgünden dönüp babasının intikamını alabileceğini öngörür. Nitekim öyle de oluyor.
Orestis
Daha önce İlyada'yı okumuştum, çok karışıktı takip etmek zordu. Okuması zor bir eser, Prometheus Desmodes'i okumuştum Aischylos'un, o güzeldi, hikayenin gidişatını takip etmek İlyada'daki kadar zor değildi. Bu da o ayarda bir eser. Hem kısa, hem tatlı.
Kocasını aldattığı için başına gelecek belalardan korkarak kocasını öldüren bir anne; bu durumu onuruna sürülmüş bir leke olarak gören, Apollo'dan aldığı emirle annesinden babasının intikamını alan Orestis ve kardeşi Elektra. Orestis'in sadık dostu, cinayetine ortak Frigyalı köle. Güzelliği tüm Yunan'ın başına bela olmuş Helen; kocası Agammemnon'un kardeşi, yani Orestis ve Elektra'nın amcası, iktidar uğruna yeğenlerini annelerini öldürmek suçundan ölüme mahkum edenlerden kurtarmayan Menelaos... Gerçek bir shitshow, tavsiye ederim xd
·
Puan vermedi
Kitapta başlıca 2 karakter mevcut. Biri kadın bir erkek olmak üzere, kadın 13 yaşından beri kendisinden 12 yaş büyük olan yazar ve entelektüel bir adama aşık oluyor. Aslında buna aşk demek doğru da olmaz, bir tür saplantı geliştiriyor, hatta resmen tapıyor adama karşı. Bir cümlesinde ben artık "tanrıya değil sana inanıyorum" bile
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,9bin okunma