Seni ve yavrularımı hasretle kucaklar, mektubunu beklerim sevgilim...
Nazım hep mektup bekledi... Nazım Hikmet benim için nasıl desem bütün şairlerden ayrı bir yerde. Onun duygusu iç dünyası gerçekliği beni hep çok etkilemiştir..
Kitaba gelecek olursak; Nazım gerçekten Pirayesini seviyor muydu yoksa yaşadığı hayatın içinde Pirayesine mi tutunuyordu? İkinci söylediğim daha akla yatkın geliyor bana. Aynı duyguyu Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e olan saplantılı aşkında da hissetmiştim. Çünkü hapissin kısıtlısın, yasaklısın bir şeye kafa yorman dışarı ile bir bağ kurman lazım eh birazda şair adamsın işte bir miktar eziyet çektirmen lazım kendine...
Kitapta gündelik yaşamdan anılar, hasret, özlem yasaklar ve özgürlük geçim kaygısı ne ararsan var.. her şey varda Nazım'ın o büyük tutkusu yok... Bir kaç kez yarıda bırakıp tekrar başladım açıkçası aradığımı da bulamadım kitapta... Yine de keyifli okumalar..