Aşk Şiirleri - R. TAGORE /Ey kadın, hissetmiyor musun!
"Artık her şey için çok geç!"
Ne kadar sık kullanıyoruz değil mi?
Artık okuma yazma öğrenmem için çok geç!
Üniversite okumam için çok geç!
Evlenmem için çok geç!
Çocuk yapmam için çok geç!
Sporcu olmam için çok geç!
Kitap yazmam için çok geç!
Geç de geç!
Ve 
Rabindranath Tagore cevap verir: Geç bunları geç!
"Altmış sekiz yaşında" resim
Taş da mı konuşurmuş?
Türkiye’deki en yetkin Selçuklu tarihi müverrihlerinden olan Erkan Göksu, -kendi tabiriyle- tarihi romana değil, romanı tarihe mâl ettiği eseriyle, Türk Edebiyatına yeni bir soluk kazandırdı.
Bir çok okur kendisini, -yine romanı tarihe mâl ettiği eseri- 
Berzem ile tanımış ve yeni romanların yolunu hasretle beklemeye koyulmuştu.
Aradan geçen zamanda, tarihi roman usûlü hakkındaki nazariyesini ve ameliyesini daha da kemale taşımış olan hoca, Berzem’in tahtını sarsacak yeni bir eser ile okuyucularının hasretine son verdi.
...
Hüzün Melikesi hikayesiyle, medeniyetimizin ve edebiyatımızın aslı olan Aşk’ı merkezine alırken vatan hasletimizi de görmezden gelmiyor ve dönemin sosyokültürel inançlarını da tasvir etmekten geri durmuyor.
...
Müverrihler Erzurum’un moğal işgalini kaleme alırken tarih de Hond Hatun ve Sinaneddin’in aşkını, Süleyman ve İstankoz’un sadakatini, Erzurum Şıhnesi’nin ve Sultan Gıyasetti’nin ihanetini, Baycu’nun gazabını ve nihayet Padişah Hatun’un muhabbetini sinesine kazımıştı.
Yüzlerce yıldır bu sırları en derinlerinde yaşatan Erzurum Çifte Minareli Medresesi ise Türk Vatan Hasletini, “Düşmüş ama eğilmemiş, ölmüş fakat yenilmemişti...” diyerek, öncesinde Kürşad olup Atsız’ın dilinden duyulan bu nidayı bu sefer Sinaneddin olup Göksu’nun dilinden haykırıyordu...
...
Eser, tarihin romana malzeme edildiği ve fakat bilimsel dile de kurban edilmediği ender eserlerden olup edebi anlatımı ve sürükleyici üslubuyla adeta bir şaheser.
Bu haseple tarihi roman türünde özel bir yeri bulunan mezkur eseri, bütün kitap severlere -özelliklede tarihi roman severlere- muhakkak öneriyoruz.
