Kitap 80'li yıllarda geçenleri anlatarak başlıyor. Eser'in küçük yaşta ondan bir kaç yaş büyük birine olan aşkını okuyoruz. Müzeyyen üniversite okumak için İstanbul'a geliyor ve kalmak için tuttuğu evde Eser'in yaşadığı mahalle oluyor. Müzeyyen, Eser'e hep kardeş gözüyle bakıyor ama Eser içten içe ona aşk besliyor. Müzeyyen, Eser'e Fransızca dersleri ve okuması için ona sevdiği kitapları ödünç veriyor. Böyle bir iki sene arkadaşça devam ediyorlar ta ki Müzeyyen'in okulu bitip geri memleketine dönüş yapana kadar
Eser çok üzülüyor buna ve Müzeyyen'e sık sık mektup yazıp yolluyor. İlk başlarda Müzeyyen mektuplara cevap veriyor ama bir süre sonra mektuplara cevap gelmesi kesiliyor. Müzeyyen'in evlendiği haberini alıyor ve buna çok üzülüyor, bir süre sonra da gazatede Müzeyyen'in cinayet haberini alıp yıkılıyor
Müzeyyen den sonra onun gibi seveceği ve hayatını paylaşacağı birini arıyor ama hiç bir şekilde bulamıyor, ta ki kütüphane de karşılaştığı kişiye kadar
Nerede burda ters köşe diyorsanız sıkı tutunun o kısmı anlatmaya başlıyorum
Eser'in hayatına Zeynep adında bir kız giriyor ve kızla kütüphane de tanışıyor. Zeynep, Eser'i ikna edip birlikte bir yolculuğa çıkıyorlar aradan uzun bir süre geçiyor ve sonra da bir olaydan dolayı geri evlerine dönmek zorunda kalıyorlar. Eser eve döndüğünde bazı gerçeklerle karşılaşmak zorunda kalıyor
Zeynep gerçek hayatta var mı? Eylül kim ve Eser'in neyi oluyor? Eser'in bilmediği başka ne sırlar var?
İşte bunların hepsinin cevabı kitapta