Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Sayın Cumhurbaşkanımız Uzun adam keşke biraz bu kitabı okuma şansı olsaydı. Tabiki o herşeyi bilir. Onun doğuştan gelen üstün özellikleri var. Neyse Adam smith bugünün uluslarası iktisad anlayışını şekillendiren insanlardan birisi. - - İşbölümünün olmadığı, mübadelenin nadiren yapıldığı, her insanın ihtiyacını kendi başına sağladığı o gelişmemiş halinde, toplumun işlerinin yürümesi için önceden bir stok,sermaye biriktirmeye veya yığmaya lüzum yoktur. Her insan, zaman zaman ortaya çıkan ihtiyaçlarını, sırasıyla ve kendi çabasıyla gidermeye çalışır. Acıkınca, avlanmak üzere ormana gider; giysileri eskiyince, ilk öldüreceği hayvanın derisi ile giyinir. Harap olmaya yüz tuttuğunda, kulübesini en yakındaki ağaçlarla ve çim tezeği ile elinden geldiği kadar onarır. Hâlbuki işbölümü iyiden iyice bir kez yerleşince, bir insanın kendi emeği, zaman zaman ortaya çıkan ihtiyaçlarının çok azını karşılayabilir. Bu ihtiyaçların pek çoğu, başka insanların emeğinin ürünü ile sağlanır; o da bunları kendi emeğinin bedeli ile satın alır.
400 syf.
7/10 puan verdi
bu kitapta (olasılık olarak daha güçlü) veya adam smith'in milletlerin zenginliği kitabında* birbirini inkar eden ifadeler var; tarihe not düşmek açısından bunu buraya aktarıyorum;
her iki kitapta da, kitapların belirli bir yerinde sokrates'den bahsedilmiş; sokrates'in eğitmenlikten para alması konusu ile ilgili milletlerin zenginliği kitabında geçen ifadeler şunlar;
"...sokrates, sofistlere karşı adını taşıyan yapıtında, o zamanın hocalarına, yaptıkları birbirini tutmadığı için çıkışmaktadır. 'öğrencilere en parlak vaatlerde bulunurlar,' diyor. 'onlara, akıllı, mutlu, adil olabilmelerini öğretmeyi üzerlerine alırlar. böyle önemli bir hizmet karşılığı olarak da, dört beş minae'lik* bayağı bir ödülü şart koşarlar. hikmet öğretenlerin, diye devam ediyor,
Uzun ve yoğun bir okuma sonucunda milletlerin zenginliği bitmiş bulunuyor. Kitap iktisat biliminin temel taşını oluşturmaktadır. Ve klasik iktisat anlayışını ortaya attığı varsayımları ve teorileri içermektedir. Kitabın ilk kısmında Adam Smith'in işbölümü,ilerleyen sayfalarda mutlak üstünlük teorisini, devlet müdahalesinin gereksizliğini, merkentalist ve fizyokrasi modellerinin neden başarısız olduğunu okuyacaksınız. Kitabın dili ve anlatımı yoğun olduğu için iktisat egitimi almayan kişiler sıkılabilir ama iktisat öğrencileri için lisans eğitimleri bitmeden okumalarını ve not tuta tuta ilerlemelerini tavsiye ederim...
·
Puan vermedi
Türkiye’de iki defa, istenmeyen ve kendisine üniversitelerde iş verilmeyen bir insan durumuna düştüm. Fakat aynı Türkiye, hiçbir iltimas olmadan bana 28 yaşımda Devlet Planlama Teşkilatı kanun tasarısının hazırlanmasında büyük bir rol oynama imkânı vermiş, 1971’de de başbakan yardımcılığına getirmişti. Bu iki tecrübe bana Türkiye’de yapısal değişimin ne kadar güç olduğunu öğretmişti... Adam Smith’in Milletlerin Zenginliği adlı eserini okuyup iktisatçı olmaya karar veren, bunun hemen ardından Devlet Planlama Teşkilatı’nın oluşumunda görev alan, Türkiye’nin en karışık günlerinde başbakan yardımcılığına getirilen, Dünya Bankası’ndaki üst düzey görevleri nedeniyle "doğu dünyası"nda pek çok değişikliğin mimarı olan Attila Karaosmanoğlu’nun anılarında, yakın tarihimize ışık tutan bir çok ayrıntı bulacaksınız. "Alışamayan", gazete manşetlerine sadece "işleriyle" değil ünlü istifalarıyla da geçen, dünyada takdir görürken ülkesinde "yadırganan" bir adamın, "bir ömre nasıl sığdırmış" dedirtecek öyküsü.
Öncelikle söylemeliyim ki bu kitap Bütün ezilen ve zulüm gören milletlerin ve de geçmişini unutan ya da bildiğini zanneden tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına okutulmalıdır. Kitabın zenginliği son sayfalarında belirtilen kaynakça bölümünden bellidir. Yazar belli ki bu kitap için önemli araştırmalar yapmış ve bu millete yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan atalarının neler yapabildiğini 400 küsür sayfada özetlemiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına ve de Kuvay-i Milliye’ye olan minnet borcumuz, onların neler yaptığını tam olarak bilmeden sadece Kurtuluş Savaşından galip ayrıldığımızı bilmekle ödenmez. Onların ne acılarla yoğrulduğunu, ne zorluklara göğüs gerdiğini; içimizdeki ve dışımızdaki düşmanların çokluğundan korkmayıp bir milletin kurtuluşunun nelere mâl olduğunu bilmeliyiz. Biz kendimizi o gün şehit olanların yerine koyup düşünmeliyiz, gelecek nesiller buna- canımı hiç düşünmeden vermeye- değer mi?
Onlar değeceklerini düşündüler ki bu toprakları kanlarıyla suladılar. Vatan savunmasına katılan her birey kendi canını bu vatanın kurtulmasından büyük görmedi.
O halde bugün biz, çok okumalı, çok çalışmalı, doğru yolu bulup ondan ayrılmamalıyız. Kendimizi düşürmekten başka bir şeye yaramayan iç çekişmelerle, ayrıştırmalarla ve hakaretlerle değil bilimin ve ahlakın gücüyle fakat tek çare bu kaldıysa SON CÜRET olarak tekrar bir kurtuluş mücadelesi vererek atalarımızdan gördüğümüz gibi vatan borcumuzu ödemeliyiz.
Daha adil ve refah bir dünya için mücadele etmeli, diğer dünyayı da unutmamalıyız.
Siyasi iktisatın başlangıcı
Adam Smith'i öncellerinden ayıran şey siyasi iktisatın yapı taşlarını kurmasıdır. Ekonomik yapıyı ele alırken ki somuta dayalı verileri sıkılmadan, üşenmeden en ince ayrıntısına kadar anlatması; tabi ki bizlere sıkıcı gelmekte! Dönemin içeriğine dair ki tanımlamalar, tahliller kitaba odaklanmayı zorlasa da; bir anda konunun mahiyetine gelerek okuyucu bilgi hazinesine doğru çekmektedir. Adam Smith merkantelist ekonomik yapıdan, serbest ekonomik koşulların yaratılmasını yani burjuvazi tarafı desteklemekteydi. Diğer yandanda bu ekonomik plan ile emeğini satan yoksul emekçilerin yaşamının bir nebze de olsa düzeleceği sınıf atlayacağıdır. Adam Smith'in en önemli belirlemesi emeğin değeri üzerine kurduğu yapısal formdur. Bu Ricardo ile ilerleyecek ve sonra Marx ile en son noktaya ulaşacaktır. Adam Smith'in sosyolojik bir yapısı da vardır. Kapitalistlerin ülkelerini kalkındırmak için çaba sarf edeceklerine inanmaktadır. Yoksullara veya farklı şeyler konusunda ahlaki açıdan bakıp kendi duygularını tatmin edecekler gibi anlayışlar çıkmaktadır. Günün koşullarına göre çok ilerici ve önemli bir entelektüel ve bilim adamıydı.
Üniversitede öğretim göreceklerin akademik bir şekilde göreceği için, okuması gerekli mi tartışılır ama okumakta tabiki fayda var. Üni eğitimi görmeyenler için okunması uzun uzadıya mecbur olacak.
Her bir iktisatçı,bir öncekinin devamı ya da yol ayrımıdır. 1974 krizini anlamak için 1929 Büyük Buhranı'nı bilmek,29 bunalımını anlamak içinse klasik iktisatçıların(A.smith-Milletlerin Zenginliği) görüşlerine hakim olmak gerekir. Kısacası Ekonomideki bir sorunun nedenini öğrenmek için tüm sorunları analiz etmek gerekir. 1929'da dünyayı felaketten kurtaran o dönemin kahramanı John Maynard Keynes'e "Neden analizleriniz hep şimdiyle alakalı, ileriyi düşünmüyorsunuz." dediklerinde Keynes: "Tarihte işsizliğin patlak verdiği dünyayı kurtarmakla meşgulum, dünyada bir yangın var ve ben o yangını söndürdüm,uzun dönemde hepimiz ölüyüz." der.
Kitapın 70 sayfayı aşan kaynakçası ne kadar büyük bir araştırmanın sonucu olduğunu ortaya koymaya yetiyor.
Gelin görün ki kitabın tasarımı kitabı mahvetmiş.528 sayfalık kitapta 1000’den fazla not kullanılmış.Üstelik 2-3 satırlık kısa notlar değil bunlar.Bazen asıl metinden fazla alan kaplıyorlar.Kitabın bu yönü okuyuculuğu mahvetmiş.
Kitap üslup yönüyle daha okunabilir olsa da dili biraz ağır ve sakin kafayla okunması gerekiyor.
Kitabın içeriğini gelirsek Avrupa merkezciliği fazlasıyla belli oluyor.Kendi tabiri ile “Asya Şovenleri”ne bir laf sokma çabası hissediliyor.Avrupa iyi incelenmiş ve güzel tespitler var.Fakat Doğulu Medeniyetler oldukça sığ incelenmiş.Koskoca İslam Medeniyeti tek bölümde incelenmiş ve bu tek bölümde de sadece Osmanlı ve Mısır ele alınmış.Çin ve Hindistan da Avrupa Merkezcilikten payını almış.
Kitabın tuzlu fiyatı da başka bir eksi.
Konuya cidden çok meraklı iseniz okunabilir ama olmazsa olmaz,kesinlikle okunması gereken bir kitap bence değil.Kitabın tasarımı ve yazarın önyargıları kitabı benim için oldukça keyifsiz bir okuma yaptı.
KARDEŞ ve VEZİR KATLEDEN, CESEDİ İSE KOKAN BİR PADİŞAHLA İLGİLİ İNCELEME
Tursun Bey, Fatih'in Tarihi adlı bu çalışmasında 1442 – 1488 yılları arasını kapsayan 46 yıl anlatmaktadır. Ve gerçekten kısa, öz, abartısız, akıcı bir anlatımdır.
Fakat tabi Osmanlı tarihi demek hep kan, gözyaşı, yağma talan, işgaller, haksızlıklar, hukuksuzluklar tarihidir aynı zamanda.
Zaten yağma, talan dönemi sona erince de Osmanlı’nın
Pek çok kişi iktisat/işletme fakültesinde adını duysa da ben lisedeyken okumuştum. Yönetimle ilgili iyi bir başucu kitabı. Üniversitede para ile ilgili bir bölüm tercih edecekseniz önce bu kitabı okuyun sonra bölüme başvurun çünkü bu kitabı okumadan derste öğreneceğiniz her şey eksik kalır