Behiye ve Suad isimli iki kız kardeşin geçmişte yazılan mektupları, yıllar sonra gizemli bir şekilde yayınevi sahibi Rıdvan’ın eline ulaşır.
Behiye aşkı uğruna ailesinden vazgeçerek sevdiği adamın, aynı zamanda Suad’ın da sevdiği adam olan Franz’ın peşinden yollara düşer. Zamanla Franz’ı hiç tanımadığını fark etse de dönüş yoktur artık. Onunla birlikte maceradan maceraya sürüklenir. Suad terk edilen, geride kalan taraftır. Kardeşi Fuad’ın ölümünün yükünü sırtlanmış, ailesinin çizdiği yoldan yürümek zorunda bırakılmıştır.
Rıdvan küçük yaşta ailesini depremde kaybetmiş, zor zamanlar geçirmiştir. Bu mektupların neden kendisine gönderildiğini ve mektuplarla kendi hikayesi arasında bir bağ olup olmadığını çözmeye çalışırken yaşadığı zorlukları tekrar hatırlar ve hayatı tam bir kabusa döner. Mektupları gönderen meçhul postacının yayınevinde çalışan editörlerden Kevork olduğunu öğrenince rahata kavuşan Rıdvan, son mektubu okumasıyla Suad’ın, halini anlayacak, kardeşinin yerine koyabileceği birine ihtiyaç duyduğunu anlar. Behiye bu ihtiyacın bir sonucu olarak gelmiştir ve Suad ömrünü iki kişilik yaşamıştır. Ta ki bu karmaşadan kurtulmayı seçene kadar.