Kitabı beğendim, gayet sürükleyici bir anlatımı var. Gizem kısmını çok beğendim, baya merak ettim ne çıkacak altından falan diye. Bir de aşırı hızlı bir şekilde okunuyor. Akşam elinize aldıysanız, gecelemeyi hatta sabahlamayı göze almanız gerekiyor. Çünkü polisiye ve gizem birlikte çok iyi ayarlanmış.
Kitap incelemelerinde çokça bahsedilmiş ben bahsetmeyeceğim diyordum ama yazmadan geçemiyorum. Gerçekten hata çok var ve umarım yayınevi bu hatalara serinin diğer kitaplarında dikkat eder.
***Arka kapak yazısı oldukça doyurucu
Onlar Kimsenin Göremediğini Görenlerdi… Her olay yerinin kendine özgü bir kokusu, bir görünümü, DNA izleri vardır. Verdiği bir his, kolay kolay silinmeyen duygusal bir tortusu olur, bakteri misali göze görünmeden havada süzülür, özümsenmeyi, denenmeyi, yorumlanmayı bekler. Ve bunu o adamla genç delikanlıdan başka kimse bilmez. Tecrübeli Dedektif Kate Messenger'ın çözmesi gereken bir sıkıntısı vardır: Anne, baba, üç çocuk ve bir köpekten oluşan altı ceset. Arkasında kimliğini ele verecek en ufak bir ipucu veya DNA kalıntısı bırakmayan bir cani. Ancak Kate, gazetelerin Acıların Evi olarak nitelendirdiği evi gecenin bir yarısı ziyaret ettiğinde olay yerinde davetsiz misafirler bulur: Neden burada olduklarına dair mantıklı bir açıklama yapamayan bir adam ve gözleri görmeyen dilsiz genç bir delikanlı