400 syf.
·
Puan vermedi
İyi saatte olsunlar
Bundan önce okuduğum kitabın Sapiens olmasından mı, yoksa güzel bir tesadüf mü bilemiyorum ancak kitaptan çok farklı bir çıkarımda bulunacağım. Sapiens'i okuduysanız eğer o kitapta yazar günümüz şirketlerinden bahsediyor ve bu şirketlerin aslında insanların hayal ürünü olduğunu, insanlar çıkarları doğrultusunda marka dediğimiz hayali şeylere
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201542,3bin okunma
84 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gece vakti geceye övgüler :)
Geceye övgüler kitabı ile ilgili incelememi de şuan bir gece yarısı yapmak, güzel bir tesadüf olsa gerek :). NOVALIS acı ile yanan ve içindekileri ancak yazarak atan birisi olsa gerek. Şiirleri o kadar imgesel ki, bunu ancak acı içinde olan birisi yapabilir çünkü acı çeken biri artık düşünmeyi bırakmıştır, aklı aradan çıkmış yalnızca ruhu kalmıştır ortada. NOVALIS'İN de tabiriyle; " çünkü ruhumuz yokluk çekti". Şiirleri o kadar çok imgesel, betimleme anlatım içeriyor ki normal bir roman gibi okuyamıyorsunuz. Ben yavaş okumak istedim lakin başaramadım. O imgeleri tek tek görmek istedim. Dünya edebiyatının toplumsal ve bireysel acıların keskin bir duyarlılıkla dile getirilişinin en çarpıcı örneklerinden bir eser. Ahmet Cemalin de dediği gibi; "Geceye övgüler'de gece ile gündüzün ilginç betimlemelerine rastlarız." Yazar geceyi bizim kadar çok seviyor. Bu kitabı özellikle "John Clare" şiirleri sevenler mutlaka okumalı. John Clare yi tanımak isteyenler ise Penny Dreadful dizisini izleyip oradaki Frankenstein'a odaklanmali :) 9/10. (Güzeldi lakin mükemmel değildi.)
Novalis
Novalis
Geceye Övgüler
Geceye Övgüler
Geceye Övgüler
Geceye ÖvgülerNovalis · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,109 okunma
Reklam
276 syf.
6/10 puan verdi
Bir araya gelmelerinde de yollarının ayrılmasında da savaşın etkili olduğu iki genç, Leon ve Louise. Yıllar sonra ikisinin de hayatları farklı eksenlere doğru gitmişken yaşanan bir tesadüf ile yeniden buluşmaları. Duygu karışıklığı, imkansızlıklar, sorumluluklar derken bir de bunların üzerine patlak veren 2. Dünya savaşı. Kitabı okurken beklentim yüksek değildi. Zaten kitabı da Ankara Kitap Fuarı'nın son günlerinde en ucuz kitapların içinden biraz kapağının etkisiyle almıştım. Yazarın anlatımı güzel, akıcı ve yer yerde sıkıcıydı. Özellikle Louise ile ilgili bölümler kitabın en sıkıcı bölümleriydi. Sade bir roman yazmaya çalışmış yazar sanırım ama bana göre biraz fazla sade geldi. 2. Dünya Savaşında Alman işgaline maruz kalan Paris'i okuyorsam biraz daha detaylı, tasvirli bir anlatım beklerdim. Kitapta en beğendiğim karakter Yvonne oldu. Çok nadir kitap karakterleriyle empati kurmaya, karakteri anlamaya çalışırım Yvanne beni buna çeken karakterlerden birisi olmayı başardı. Gerek eşi ile olan halleri gerekse savaş esnasında ortaya çıkan olağanüstü halleri kitapta en keyif aldığım yerlerdi. Savaşın insan ve toplum üzerindeki etkileri anlatmakta yazarı başarılı bulduğumu söylemeyelim ki eksiklerine rağmen. Kitapta beğendiğim bir başka olay da işgale uğramış Fransa'dan kaçan Fransız Louise'nin Fransa'nın işgal edip sömürgeleştirdiği ülkede yaşarken ülkesinin yerli halka yaptıklarını eleştirmesiydi. Tuhaf bir şekilde ne çok beğendim, mutlaka herkes okumalı diyebiliyorum ne de tam tersini dile getirebiliyorum. Yinede elinize geçerse sans verilebilecek bir kitap, en azından Yvonne için :)
Bir Gün Buluşmak Üzere
Bir Gün Buluşmak ÜzereAlex Capus · Kırmızı Kedi Yayınları · 201538 okunma
319 syf.
7/10 puan verdi
·
68 günde okudu
(Spoiler) Psikanaliz, Supranormal, Tasavvuf, Felsefe ve İktisat Dolu
Peyami Safa'nın bu kitabının ilk bölümünde bariz bir Suç ve Ceza havası vardı. Ferid ile Raskolnikov arasında birçok benzerlik saptanabilir: Köhne bir pansiyonda kalmaları, sürekli ateşli hastalık geçirmeleri, halüsinasyonlar, yardım etmeleri gereken bir kız kardeş ve anne olgusu, cinayet hayalleri, bıçaklanarak öldürülen cimri bir yaşlı
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,8bin okunma
408 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Gage çocuğunu ve karısını bir trafik kazası sonucu kaybetmiş iyi bir pozisyonda işi olan bir adamdır. Anna ise ilk evliliğinde çocuğunu kaybetmenin üzüntüsünü atlatabilmek için gittiği yas grubunda Gage ile tanışıp birbirlerine aşık olup evlenmişlerdir. Çok mutlu bir evlilikleri olan bu çiftin tek eksiği ailelerine katılmasını istedikleri bir evlat. Ama maalesef yaşamış oldukları düşük olayı Anna’nın bir daha hamile kalma isteğini köreltmiştir ve çifti farklı bir yola, evlat edinme sürecine yönlendirmiştir. Tüm olaylar da bundan sonra başlıyor. Bir gün bir otobüs durağında oturmuş ağlayan genç bir kadın görüyorlar ve bu kadının terkedilmiş hem de hamile olduğunu öğreniyorlar. Lily Gage ve Anna’nın bebek istediklerini ve evlat edinmek için çabaladıklarını öğrenince bebeğini onlara vermeyi kabul ediyor. Sizce bütün bu olanlar büyük bir tesadüf mü yoksa her şey bir planın parçası mı? Akıl almaz bir kurgu şaşırtıcı bir sonu olan bir kitap var karşınızda. İlk başlarda çok detaya girip biraz sıkmış, dikkatimi toparlayamama sebep olmuş olsa da ortalardan sonlara doğru bayağı hızlı gitmeye başladı ve dediğim gibi hiç beklenmeyen bir sonla kitabı bitirdim.
Aura
AuraDaniel Palmer · Koridor Yayıncılık · 2017332 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Alice Miller’ın bu kitabı aslında bir tesadüf sonucu çıktı karşıma ama iyi ki çıkmış. Miller kitabında; biz inkar etsek veya farkında olmasak da bedenimizin tepkilerinden ve bu tepkilerin sebeplerinden bahsediyor. Neye ihtiyacımız olduğu, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığımız, nelerin büyük bir çoğunluk tarafından doğru olarak kabul edilip aslında
Beden Asla Yalan Söylemez
Beden Asla Yalan SöylemezAlice Miller · Okuyan Us Yayınları · 20193,176 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.