- "...Madem ki sürekli olarak kendimizi ne isek o oldurma mesuliyetimiz var, madem ki ne isek o olmak zorunluluğunun varlık kipinde varız, o halde neyiz biz?
Kafedeki şu garsonu ele alalım. Jestleri canlı ve ısrarlı, biraz fazla kesin, biraz fazla çabuk, müşterilere biraz fazla canlı adımlarla yaklaşıyor, biraz fazla candan bir tavırla eğiliyor, sesi ve gözleri müşterinin siparişi için biraz fazla dikkatli bir ilgiyi yansıtıyor, nihayet, bir yandan ip cambazına özgü bir cüretkârlıkla durmadan çarpılıp bozulan dengeyi kolunun ve elinin hafif bir hareketiyle durmadan düzelterek tepsisini taşırken, hareketlerinde kim bilir nasıl bir otomatın şaşmaz kesinliğini taklit etmeye çalışarak yine geliyor işte..."