Selçuk Aydemir'i yönetmen olarak tanıdım ve beğenerek izlediğim komedi film ve dizilerinin ( İşler Güçler, Çalgı Çengi,Düğün Dernek,Kardeş Payı) hatırına kitabını da okuyayım dedim. İyi ki de öyle yapmışım.Birkaç saat içinde bitti zaten... Bilseydim yavaş yavaş tadını çıkara çıkara okurdum. Her sayfasından mizah fışkıran ve içinde 90'larda çocuk olanların çocukluklarını bulabileceği ve kesinlikle herkesin şiddetle okumasını tavsiye edebileceğim bir eser.
Tanzimat edebiyatında Taaşşuk-u Talat ve Fitnat, Sergüzeşt adlı ilk romanlarımızdan sonra sıra Araba Sevdası’na geldi. Öncelikle ifade edeyim, Türk toplumunun kitap okuma seviyesine göre biraz daha fazla kitap okusam da bu platformdan da görüleceği üzere az kitap okuyanlardan birisiyim. Onun için buraya yazacaklarımı amatör ya da profesyonel kitap
AŞKSIZ
Sen orada kal;
Kara mıknatısın tüm gücünü;
Kanayan yüreğimden almışsa da
Kızıl civa ağırlığındaki son sözlere,
Kabil'in Babil'e olan kıskançlığı,
Adem ile Hava'nın yasak elması d-illendi.
Sonra başlar sorular... Bir şiir ne zaman biter, bir kitap ne zaman biter, buna nasıl karar verirsiniz... Yazmaktan daha büyük sıkıntı. Harfe dönmüş, seste kalmış, gölgelenmiş, ışımış onlarca binlerce ayrıntının aklında ettiği cengi nasıl anlatacaksın? Bunun genelgeçer bir doğrusu yok, dersin sessizce. Kalbin bilir, dersin. Sezgilerin kulagına fısıldayacaktır, dersin. Bu, senin şiir anlayışına, yazma deneyimine, yazdığın alanla ilgili birikimine bağlı olarak biçimlenir, dersin. Şiirin vardığı yer kadar bu sözlerin vardığı yer de gölgelidir. Soran saygıyla susar, sen saygıyla susarsın.
"Hocam, kadınlar neden cenaze namazı kılmazlar? Kadın cenazelerinin namazını bile erkekler kılar, neden?" diye sordu.
"Öyledir, evlat! Tanrı onları hep iyi günler için yaratmıştır. Ne işleri var onların cenazede? Düğün dernek, çengi cümbüş dururken. Ne hakkımız var onların neşesini bozmaya, değil mi evlat?"
Şakacının biri lafa katılacak oldu:
"Düğün dernekte eğlendikleri, doğumda fitil fitil burunlarından gelmiyor mu?" dedi.
"Haklısın! dedi Hoca. "Doğumlarda fazlasıyla çekiyorlar, bir de ölümlerde neden ağlatalım onları?"
Dikkat spoiler içerir!
Sabahattin Ali'nin ilk eserlerinden biri olan Değirmen'deki hikayelerde yazarın iç duygusunun yansımalarını okuyoruz. Hikayeleri okurken o hikayelerdeki yerlere yolculuk yapıyoruz.
Yazar, bu eserini pek beğenmese de ben çok beğendim. Özellikle de Değirmen hikayesini...
Sabahattin Ali, duygusal biri olduğu için eserlerinde