Osmanlı Devleti'nin 700. yıldönümünde tarihçinin önündeki soruları şöyle özetleyebiliriz: 1300'lerde Bizans-Selçuklu sınırında ortaya çıkmış olan bu Türkmen beyliği nasıl olup da bir dünya imparatorluğu hâlinde gelişmiştir; bu imparatorluğu altı yüzyıl ayakta tutan yapısal ve tarihsel faktörler nelerdir; Osmanlı imparatorluğunu ne dereceye kadar bir Türk imparatorluğu sayabiliriz; bu imparatorluğun bugün Türkiye ve dünya tarihinde kalıcı etkileri nelerdir? Tarih ilmi bütün bu soruları yanıtlamaktan uzaktır; ama son yarım yüzyılda, özellikle Osmanlı arşivlerindeki çalışmalar sayesinde bir çok meseleyi daha iyi anlayabiliyoruz. Yanıt isteyen ilk ve en çetrefil sorulardan biri, ilk siyasi çekirdeğin ne zaman, hangi koşullar altında ortaya çıktığı, Osman’ın bir hanedan kurmayı nasıl başardığı, ve 60-70 yıl içinde bu devletin, Bizans ve Balkan devletleri üzerinde egemen olması sorunlarıdır. Burada biz yalnızca bu devletin doğuşu problemini ele alacağız.. Osmanlı Devleti ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır? Son beş yıl içinde araştırmalarımızı bu konu üzerinde topladık. Batı tarihçiliğinde (Colin Imber) toptan bir efsane sayılıp bir tarafa bırakılan en eski rivâyetin, Aşık Paşazâde (Aşpz.) tarihine geçmiş olan ilk menâkibnâmenin yeni bir analizine yöneldik. Orhan'ın imamı İshak Fakih'e kadar giden bu menâkibnâmedeki bilgileri, Bizans kaynakları, topografi ve toponomik verilerle kontrol ettik; bu araştırmaların ışığı altında ortaya çıktı ki, epik nitelikteki bu menâkibnâme tenkitli bir biçimde analiz edilirse, son derece önemli bir tarihi kaynaktır.
%10 (44/420)
1/10 puan verdi
Yazım hatalarıyla dolu. Altlarını çizeyim, yayınevine mail atayım dedim çize çize kitap boyama kitabına dönüştü. Vazgeçtim. Kitap mı okuyacağım editörlük mü yapacağım? Son dönemde basılmış hiçbir kitabı alasım yok artık, hepsi çöpe benziyor. Etrafımda başka yeni basım çeviri okuyan ne kadar adam varsa benimle aynı tepkiyi veriyor. Kitapların ne editörleri ne de çevirmenleri iş görüyor. Grafik tasarımcıları da olmasa... Twitter'da herkes, sürekli çeviri yapan yayınevlerine tapıyor şuan... Tw kanaat önderleri reddiye yapsa da yayınevleri daha fazla boş kitap basmasa artık. Her meta, enflasyon arttıkça değersizleşiyor. Paket gramajları küçülürken hemen fark edersiniz bunu da bakalım ne zaman fark edeceksiniz.
Şeriat ile Kanun Arasında Ebussuûd Efendi
Şeriat ile Kanun Arasında Ebussuûd EfendiColin Imber · Ketebe Yayınevi · 202213 okunma
Reklam
müftü (şeyhülislam)
Müftülük 15. yüzyılda bir arka plandan doğup, 16. yüzyılın ortalarında Osmanlı ilmiye hiyerarşisinin en yüksek rütbeli makamı haline geldi; bu gelişmede o makamı işgal eden iki büyük şahsiyetin ağırlığının çok fazla etkisi oldu: Kemalpaşazâde (1525-34) ve Ebussuûd (1545-74).
Sayfa 26 - Ketebe YayınlarıKitabı yarım bıraktı
..DEVLETE BİR TÜRK KARAKTERİ VERİYORDU.
Osmanlı mparatorluğu genişledikçe, gerek nüfusu oluşturan ahali bakımından gerekse siyasal yapı bakımından çok uluslu bir yapıya ulaştı.Aynı zamanda hükümdarların Müslüman olması, İslami yasaların uyarlanması, İslami ayın ve ibadetlerin hakim kılınması gibi uygulamalar gittikçe daha da gelenekçi uygulumalara vesile oldu.Bununla beraber, devlet dili olarak Türkçe'nin kullanılması ve nüfustaki Türk unsuru ikisi de imparatorluğun kökenlerini yansımasıdır.
Sayfa 18 - Elips
Yönetici gereklidir, çünkü kadılar otoritelerini ancak ondan elde etmektedir ve ancak onun zorlayıcı gücüyle can ve malın korunması mümkündür. Yönetici olmaksızın hukuk etkisizdir. Buna rağmen yönetici, hukuku yapamaz ya da değiştiremez, Serahsî'nin (ö.1097) ifadesiyle yönetici sadece hukukun dört alanda uygulanmasından sorumludur: Cuma namazı, had cezalarının uygulanması, sadakalar ve savaş ganimetlerine konulmuş olan beşte bir (hums) oranındaki verginin alınması. Serahsî, "bunların, haraç, cizye ve zekâtta olduğu gibi, yöneticinin (imam) yerine getirmesi gereken ve uygulanmasında başka hiç kimsenin rolü olmayan Allah'ın hakları kategorisine ait olduğunu söyler."
Sayfa 112 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Kadının adil olmayan bir yöneticiden görev almasının caiz olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine Merğinânî (ö.1197) kuralı açıkça belirtir: "Adaletli olmayan bir yöneticiden [kadılık] görev belgesi almak caizdir, bu durum aynen adil bir yöneticiden almak gibidir." Bu görüşü Merğinânî, peygamberin sahabilerinin uygulamasına ilişkin bir rivayetle destekler.
Sayfa 111 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
152 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.