Onu taxtanın üstünə qoydular. Gözəl,məğrur başı rüsvayçılıq xaltasına keçirdilər. Cəllad yavaşca onun boynundakı saçları qaldırdı, sonra yayı basdı. Üçbucaq bıçaq yerindən tərpəndi və əvvəlcə yavaş sonra isə sürətlə aşağı sürüşməyə başladı. İyrənc bir səs eşidildi...
Haman anda başqa bir səs də eşidildi. Bıçaq zərbəsinə tapança gülləsi cavab verdi. Hovenin başı qırmızı səbətə yuvarlanıb düşdüyü anda, Simurden tapançasının birini çıxarıb ürəyinin başına sıxmışdı. O, yerə yıxılıb, canını təslim etdi.
Sayfa 325 - KitabklubuKitabı okudu
Bir dumandan daha hoş ve daha ürkütücü bir şey olamaz. Uysal dumanlar olduğu gibi ürkütücü dumanlar da vardır. Bir dumanın kalınlığının ya da renginin farklılığı birçok şeyi yansıtır: barış ve savaş, kardeşlik ve kin, konukseverlikle mezar, hayatla ölüm arasındaki fark gibi. Ağaçların arasından yükselen bir duman yeryüzünün en sevimli şeyi olan aile ocağını da simgeleyebilir, en korkunç şey olan yangını da. Ve bazen, insanın bütün mutluluğu da bütün üzüntüsü de rüzgarda dağılan bu uçucu nesneye bağlıdır.
Sayfa 102
Siz zorunlu askerlik istiyorsunuz. Kime karşı? Başka insanlara karşı. Ben ise zorunlu askerlik istemiyorum. Ben barış istiyorum. Siz yoksulların yardımına koşmak istiyorsunuz, ben ise yoksulluğu ortadan kaldırmak istiyorum. Siz adil bir vergi düzeni istiyorsunuz. Ben ise tüm vergilere karşıyım.
Işte ikimizin ütopyası arasındaki fark bu. Siz zorunlu kışla istiyorsunuz, ben ise okul istiyorum. Siz asker insanın düşünü görüyorsunuz, ben ise yurttaş insanım. Siz onun dehşetengiz bir şey olmasını istiyorsunuz, ben ise düşünmesini istiyorum. Siz süngülü bir cumhuriyet istiyorsunuz, ben ise düşünen insanların cumhuriyetini kurmak isterdim.
O, ev işlerini yapmak ve cesur evlatlar yetiştirmek için yaratılmış olan kadın doğasna ihanet etmiş ve burnunu erkeklere ait olan devlet işlerine sokarak ölümcül bir küstahlık sergilemişti.
Olympe de Gouges'un kafası, kadınların da vatandaş olduklarına inanmayı sürdürmesin diye 1793'te Fransız Devrimi tarafından uçuruldu.
Her kasabada ışık saçan bir öğretmen ve o ışığı söndürmeye çalışan bir papaz vardır.