Ve yeniden gece; huzur, sığmak, samimiyet bulmanın mümkün olmadığı bir New York gecesi; son derece tenha, soğuk, mekanik. Milyon-ayaklı halk tabakasının muazzam, donuk yalnızlığı; ışıklandırılmış vitrinlerin soğuk, çöp yangınları; mükemmeliyet vasıtasıyla cinselliğin sınırlarını aşmış olan dişinin bunaltıcı anlamsızlığı; öyle ki eksiye geçerek kendinden bir şeyler yitirmiş; elektrik gibi, erkeğin nötr enerjisi gibi, görünmeyen gezegenler gibi, barış programları gibi, radyodan yükselen aşk gibi.
Selammmm.Bugün sizlere @cagataayduz kaleminden #döngü kitabı ile geldim.Benim kitapla ilk tanışmam wattpad platformunda olmuş yazarın kalemi ile de böylelikle tanışıp hem kurguyu hemde yazarın kalemini çok sevmiştim.Kitap olmayı hak eden bir kurguydu ve kitap olacağını duyduğum da çok sevinmiştim.Severek okuduğum bir kurgunun kitap halini okumak
Herkesin bir hikâyesi var başrolünde olduğu,
komşu köyler gibi birbirine değen veya değmeyen!
Veya kavgalı sürekli;
Kendisiyle,
Ahalisiyle,
Komşu köyle,
veya tüm dünyayla!
Bu durum hikâyeye bir başka karakter girecek olana kadar devam eder.
Öümüne kadar;
Ya daha büyük bir nefret dolu kavgayla,
Ya da yangınları söndüren bir damla su gibi Aşk'la.
Derda Yuşa
(Yine sabah sabah dellendi aklım)
20-02-2024/08:18/Alanya
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Hep O Şarkı…
Münire ve Cemil’in aşkı, Osmanlı dönemin politik olayları, sarayın israfları ve hazinenin çöküşü, o dönemin İstanbul’u, Sultan Abdülaziz’in tahtan indirilmesi, Moskof savaşı, Feriye vakası, yalı yangınları ve sürgün cezasının anlatıldığı roman da yazar aşk, sevgi öğelerine vurgu yapmakla birlikte toplumu ve toplumsal sorunları gözlüyor. Konakın son direnişine tanıklık ediyor. “Hep O Şarkı” beğendiğim kitaplar dünyasında yerini aldı. Not; Ahhh Münire! Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur, can da inci mercan da.
Hep O ŞarkıYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20183,310 okunma
Aynadaki İz Düşüm - Fatma Kulaç Ilgaz
Merhaba arkadaşlar bugün #aynadakiizdüşüm şiir kitabıyla geldim.Ara ara şiir kitabı okumayı severim.Özlem , aşk, ayrılık konulu şirlerim yanında deprem , maden ocağı, orman yangınları gibi ülkemizde yaşanmış olayları anlatan şiirlere de yer verilmiş.Yapın kahvenizi alın bu kitabı başlayın güzel , duygu
#adıherneyse
"Aşk; zalim bir hükümdar, sahip olduğuna huzur vermeyen. Cariye arıyor kendine, hizmette kusur etmeyecek."
Sevde...
Bursalı Leman Hanım'ın torunu, Lamia Hanım'ın kızı...
Üç-beş yılda bir ülke değiştiren, tam alışacakken yepyeni bir kültürün kollarını atılan bir ruh. Kendini de çok iyi yetiştirmiş biri aynı zamanda. Şimdi ise Bursa'da... Bir konferans için Londra'dan geldi. İçindeki tüm yangınları satır aralarını bırakırken yazar Sevde'yi kelimelerin arasına alıp kucaklamak istiyorsunuz. Çünkü içi öyle bir yangın yeri ki söndürmekle ne mümkün.
Ninesiyle geçirdiği zamanları ve onu anlatma şekli o kadar sıcak ki. İnsan okurken ister istemez özlemini paylaşıyor. Sonra bir de Volkan var. Aralarında geçen diyaloglar çok akıcıydı.
Zamanın farklı çizelgelerinde geçen kitapta geçmişi de ilişkilendirerek taşlar yerine oturuyor. Sevde ile birlikte yaşamına dair gerçeklere de tanıklık ediyorsunuz.
Yazardan bugüne kadar okuduğum tüm kitapları ayrı sevdim. Anlattığı kişi, mekan ve olaylar içinde çok şey buluyorum. Üstelik tüm bunları akıcı bir şekilde vermesi okumadan aldığım keyfi de artırıyor. Artık yeni kitabını bekleme zamanı...
Adı Her NeyseÖzlem Binel · İnkılap Kitapevi · 202367 okunma
Herkes şiir yazabilir lakin her şiir yazan şair değildir. Şair, hal ehlidir, kalp ehlidir. Her ne kadar şiirinde merkeze kendini koymuş gibi görünse de esasında kendinden ziyade okurunu anlatır. Okurun derdini dile döker, onun söylemek isteyip de söyleyemediklerine tercümanlık eder. Bu açıdan baktığımızda şair, kendi hüznünden öte milletin hüznüne
Benim gerçek tutkum aşk konusundaki uçarılıklardır. Yaşamımın önemli bir bölümünü o kadından ötekine koşmakla geçirdim. Daha öğrenci olduğum yıllarda şehvet düşkünü solcu derlerdi bana: Devrim yapmayı elbette ki istiyordum, ama çarşaf altında, yatay durumda. Çıkarlarım gereği evlendim; bu kurumun çatısı altında her türlü entrikayı çeviriyordum. Tek bir vatanım vardı benim, sürekli değişen yeni bir sevgilinin kolları; tek bir coşkum vardı, birlikte olduğum kadınların bacak aralarında en güzel yangınları yakmak. Güzel bir kızla karşılaşma fikri her sabah uyanmamı sağlamaya yetiyordu.