Ben bu şehre aşıktım eskiden..
Baba ocağından sonra,
henüz bıyıklarım yeni terlerken,
ilk sevdamdı…
Terminalde inip şaşkın ürkek etrafıma bakarken tanışmıştık…
El ele tutuşup gezmiştik Gençlik Parkı’nı, Papazın Bağı’nı, Keklik Pınarı’nı… Kuğulu’da kuğulara simit atarken hoşlanmıştım ilk… Kazablanka Bar’da sabahladığımız gece açılmıştım,
Bekir Coşkun Tarık Akan’ı”Servet edinmek yerine, kazandıklarını sivil toplum örgütlerine bağışlayan onurlu başıyla ne kadar zengin… Bu ülkenin sanatçıları saray soytarısı kesilirken, biz onun ak anlında taşıdığı şereften bir parça kapmak için hep yanımıza istedik, o da hep hep koşarak geldi… Son zamanlarda sarayda buluşuyordu bizlerle… Adliye sarayında… Cumhuriyet yıkılırken; meydanlarda, içerideki Atatürkçülere destek için hapishane kapılarında, her tepkide, her direnişte o vardı…” sözleriyle anlatmıştı.
IŞIKLAR İÇİNDE UYU GÜZEL İNSAN....
Bana da geldi mayıs. Üç kere vurdu kapıma,
Seslendi: “ Ben mayıs, ey solgun yüzlü
Hülya adamı, gel, bir öpeyim seni!"
Açmadım kapımın sürgüsünü, seslendim:
Boşuna çağırma beni, ey hilekar misafir!
Gördüm iç yüzünü, anladım dünyanın
Düzenini, çok baktım, anladım çok şeyi
Derinden; geçmiş ola bütün hazlar,
Yerleşti kalbime ebedi
Yokluğu ile varlığı arasında fark olmayanlar vardır. Bu bir insan da olabilir bir nesne de. Bilirsiniz işte! Nermin Yıldırım, "Bazı varlar, var sayılmaz." derken ortak olur fikrimize. Öyleyse yoklar kahvesini terk etmenin vakti gelmedi mi ...
Fuat Sevimay - Kapalıçarşı
Hep Kitap, s.34-36
İkindi ezanı okunurken, sokaktan gelen
“GÜNDÜZÜNÜ KAYBEDEN KUŞ”UN GÜNEŞE YAKTIĞI TÜRKÜ
“Miho hâlâ gündüzü arıyor, ama bulamıyordu. Kanatları ağırlaşıyordu. Kanatlarıyla aydınlığa varamayacağını anladı. İşte o zaman masum sesiyle mavi yükseklikleri yaratmaya kalkıştı. Türkü söyledi. Türküsüyle ve içinin ateşiyle zindan kesilen evreni apaydın edecek olan güneşi yaratmaya
Hangi adama veya hangi kahramana rübabınla veya keskin flütünle, kasideler çağıracaksın ey Clio?
Hangi ilaha? Şen yankılar onun adını tekrar edecektir?
İster Helicos'un gölgeli vadilerinde, ister Pindus veya buzlu Hemus üzerinde,
(o Hemus ki, ormanları, şarkı çağıran Orpheus'un arkasından yürüdü; ve bir ana sanatıyla ırmakların coşkun
KIZILELMA
Bir varmış, bir yokmuş, Tanrı’dan başka
Kimseler yok imiş, yakın zamanda
(Bakû’)da milyoner bir kız var imiş;
Türklüğü çok sever, yurda yâr imiş;
Adı (Ay Hanım) mış, hanlar soyundan;