Genel olarak hepimizin içinde kişisel gelişim, psikoloji kitaplarına karşı bir önyargı vardır. Bu kitap tamamen önyargılarınızı yok edecek türden. Hislerinizin tamamına ayna olan bu kitabı okuduktan sonra daha önce okumamış olmanın pişmanlığını yaşayacağınıza eminim. Anda kalmanızı sağlayan, sizi kendinizle barıştırıp motivasyonunuzu artıran bu kitap mutlaka kütüphanenizde bulunmalı.
His ve CezaŞeyda Betül Kılıç · Epsilon Yayınevi · 202034 okunma
Ayna ayna, söyle bana. Garrett Graham gibisini nerede bulabilirim bu dünyada???? bu kitaba dair tek söylemek istediğim buydu. Teşekkürler, dağılabiliriz…..
Anlaşma, sıkıcı yaz günlerime ilaç gibi gelen bir romantik komedi oldu. Karakterlerin uyumu, iletişimi o kadar güzeldi ki kendimi okumaktan alamayıp tek okumada 300 sayfa okumuş bulundum. Muhtemelen bu tarz bir romantik kitapta isteyebileceğim bir çok şeyi içinde barındırıyordu. Karakterler hem aşık oldu, hem aşk yaşadı hem anlaştı hem de didişip durdu. Tüm bunları okumam o kadar keyifliydi ki. Şu an alınacaklar listemin başında serinin ikinci kitabı bulunuyor bile!! Bu nedenle bu güzellik 10 üzerinde 8 puan almayı hak etti. 2 puan ise tamamen ilk 30 sayfasına olan nefretim yüzünden. Maalesef kitabın başını görmezden gelmek çok zor benim için.
AnlaşmaElle Kennedy · Yabancı Yayınları · 20222,038 okunma
Sâlik altıncı tavırda her şeye ayna olur. Bu makamda sâlik kendisinden başka kimseyi göremez ve bütün mevcûdât kendisine bağlı görünür. Bu nedenle "Bedenimin içinde Hakk’tan başka kimse yoktur" ve "İki cihanda benden başka kimse yoktur" der. Yani her şey kendisine ayna ve kendisi de her şeye ayna olur. Hatta ayna ve aynadan yansıyan sûret kendisi olur.
Bu tavırdan önce sâlik ibnü’l-vakt makamında bulunuyordu ve "lâ mevcûde illâ hû" (O’ndan başka varlık yoktur) diyordu. Bu makama ulaşınca "lâ mevcûde illâ ene" (Benden başka varlık yoktur) der.
Muvazenemi kaybediyorum, öyle mi? Muvazene dediğin ne? Dünyamı kaybediyorum. Dünya benim için artık o dünya değil. Kırk sene içinde yaşadığım âlem, o âlem değil. Kırk sene inandığım hakikatler, başımı bir yastık gibi dayadığım emniyetler, üstüne binalar kurduğum nisbetler, avucumdan kayıp gidiyor. Hiç bir şey eskisini andırmıyor. Her şeyin içinden bir başka yüz çıkıyor. Şu koltuk, koltuğa; şu ayna, aynaya benzemiyor.
Hangi dünya doğru, bu mu, evvelkisi mi?