Aylak Adam(+) / Yusuf ATILGAN/ Roman /
İlk Baskı Tarihi: 1959 / YKY - 160 s.
"İnsanın kendi kendine yeterliği bir nebze de olsa, ekonomik özgürlüğü iyimser şekilde gülümsüyor ise, benliğimize ve bu yaşantımıza pozitif bir şekilde yansıyorsa...
Felsefe, psikoloji ve sosyolojimizin fakirlik
ve yoksulluktan doğan heyezansı, dillenen
Halt etmiş gâvur... Bizim işimizin batak kumarla ilgisi yok... Biz yağlı
ipin altında debelendik bunca yıl... İngiliz keferesi bulmuş rahatı, şaka
sanıyor ölümle çelik çomak oynamayı...
Orta Anadolu yaylasının en kısır ve çorak sahalarından birinde, Ankara’ya yakın, yarısı batak ve sazlık, yarısı kıraç ve dağlık bir çiftlik aldı. Bu, içinde ağaç izi bulmak mümkün olmayacak kadar çıplak araziye “Orman Çiftliği” adı verilmişti.
... Ot ve ağaç bitmez denilen bu yerlere, tabiatı yenmek hedefini güden bir meydan muharebesi açmağa gelmişti.
Çarpışma çetin ve zahmetli oldu.
... Fakat bir yıl içinde bataklıklar kurudu, sazlıklar kalktı. Bozkır yerini, altın başakların zafer bayrakları gibi dalgalandığı geniş tarlalara bırakıp çekildi.
Sayfa 519 - III - CUMHURİYET ve SONRASI - 60. BÖLÜM - Çiftlik - Yapı Kredi Yayınları - 1. Baskı: İstanbul, Eylül 2018Kitabı okudu
"Tabiatın hiç de övünemeyeceği kadar fakir ve kitap yarattığı haşin tabiatlı" bir arazidir bu. Uzmanlar Mustafa Kemal'e istediği yanıtı veremez. Ancak, o bölge köylerinde kendi araştırmasını yapmıştır ve kararlıdır. "Ankara'nın kenarında hem batak hem çorak hem de fena yer. Bunu biz ıslah etmezsek,kim gelip, ıslah edecektir?" der...
(Atlas Dergisi Ekim 2023 )
Plantinga'ya göre Tanrı'ya inanan bir kişi "O niçin vardır?" sorusunu sormaz; çünkü bu soru teizmin içinde asla sorulmaz, teizmin dışında ise bu soru anlamsızdır.
Plantinga Teslis gibi, Enkarnasyon gibi Hıristiyan teizmine ait inançları benimsese de bunlar hakkında akıttığı mürekkep bu tür tanrısal tezahürlerin içeriğinden çok formuna, epistemolojisine yöneliktir. Onun projesinin amacı, Hıristiyan inancının epistemolojik statüsünü araştırmaktır. Örneğin o, Hıristiyan Tanrı inancının niteliklerinden olan Teslis'i, Enkamasyon'u alıp, içeriğini çeşitli itirazlara karşı savunmaz. Bu, onun felsefesinin temeline aykırı bir tutumdur. Çünkü Plantinga, Hıristiyan imanına karşı geliştirilen itirazları pozitif bir argüman sunmadan savunan negatif apoloji yanlısıdır. Öte yandan böyle bir girişim daha baştan bu ve buna benzer inançların -örneğin Kutsal Kitap inancı gibi- epistemik statüsünün derecesinin aşağıya çekilmesi anlamına gelir. Daha somut konuşacak olursak, onun söz konusu kitapta, örneğin, Teslis inancına ayırdığı sayfa, bir iki sayfadan öteye geçmez. Buna da bir itiraza cevap sadedinde değinir. Aslında bu genel metodoloji Plantinga karşıtlarının elini kolunu bağlayan bir niteliğe haizdir. O daha çok bu tür inançların epistemik statüsünü bilişsel mekanizma ile ilintili olarak tartışır.
...Tanrı'nın varlığının lehindeki ve aleyhindeki argümanlara bakmalıyız. Onun varlığının lehindeki argümanlar ontolojik, kozmolojik, teleolojik ve moral argümanlardır. Bilindiği gibi ilki, kendisinden daha büyüğü kavranamayan bir varlığın var oluşunu inceler. İkincisi, ilk neden ya da ilk muharrik argümanıdır. Üçüncüsü, dünyada
Plantinga'nın Aydınlanma düşüncesiyle en derin görüş ayrılığı, özellikle Tanrı inancı ve Hıristiyan inancı noktasında, "ne kadar delil o kadar rasyonalite" bağlamındadır. O, kanıtın, delilin rasyonalite için zorunlu olmadığını düşünür.
Plantinga'nın amacı, Hıristiyanların kendisinin ele aldığı konularda -epistemoloji, bilgi, rasyonalite, gerekçelendirme, güvence vb- nasıl düşünmeleri gerektiğini berraklaştırmaktır.