Bin Muhteşem Güneş'i okuduktan sonra bu kitabı da merak ettim.Yıllar önce dayımın bana tavsiye ettiğini hatırlayınca da okumaya başladım. Yine öfkelendiren, insanı çileden çıkartan satırlar vardı. Rüyalarıma girecek kadar etkileyici. Diğer kitaptaki gibi olmamak için duygusuz okumaya karar vermiştim. Bazı yerleri tahayyül etmekten kaçındım durdum. Ama yine de hafif baş ağrısına ve rüyalarıma girip beni uyandırmasına engel olamadım. Acaba şimdi ne olacak, aha bitti, her şey buraya kadarmış dediğin anda yeni bir umut doğuyordu sanki.
İki çocuğun, bir vefa borcunun öyküsü. Emir ve Hasan Afganistan'da doğup büyüyen, henüz ülkelerine felaket rüzgarları gelmeden çocukluğunu yaşayan iki çocuk. Dostlukları iyi ama aradaki bazı farklar birinin diğerine hep üstün olma düşüncesini doğuruyor. Bazı yanlışlar, göz yummalar, hatalar... Sonra savaş ve sürüklenen hayatlar. Yıllar sonra bir telefon ve geçmişle karşılaşma.
Ne yazsam spoi olacak gibi geliyor. O yüzden fazla bir şey yazamayacağım okumayanlar için. Sadece şunu diyebilirim, sakın ha sakın bu kitabı sıkıntılı zamanlarınızda okumayın. Bu sizi daha da strese sokmaktan başka bir şeye yaramayacaktır.