".. elimi etekliğimin altına sokuverdim ve alev, alev yanan parmaklarım tüm duyularımın merkezini kavradı. Kalbim göğüslerimden fırlayıp çıkacakmış gibi çarpıyordu. Güç soluk alıyordum. Bacaklarımı büküp kıvırdım, o el değmemiş geçidin dudaklarını sıktım, bastırdım ta ki, doğanın hazzın fazlasını çözüp dağıttığı, dindirdiği o eriten sele, son can alıcı noktaya ulaşana dek devam ettim."