Milyon Kere Ayten
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum Ayten üstüne Saatim her zaman Ayten'e beş var Ya da Ayten'i beş geçiyor Ne yana baksam gördüğüm o Gözümü yumsam aklımdan Ayten
MİLYON KERE AYTEN Ben bir Aytendir tutturmuşum oh ne iyi Aytenli içkiler içip sarhoş oluyorum, ne güzel! Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin, Biraz Ayten sürüyorum, güzelleşiyor. Şarkılar söylüyorum,
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Geçen yine kitaplığımla bakışırken "Kambur"la göz göze geldik. "Ben bu kitabı ne zaman aldım?'' dedim kendi kendime. Elime aldım. Baktım altta Osmangazi Belediyesi yazıyor. Aaa hatırladım, geçen sene ramazan ayında Bursa'ya gittiğimde -sanırım- bir müzeden satın almıştım. Atıştırmalık ve dinlenme okumaları için. Hatta
Kambur
KamburEsra Kahya · Osmangazi Belediyesi Yayınları · 2021235 okunma
Milyon Kere Ayten Ben bir Ayten'dir tutturmuşum oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum Ayten üstüne Saatim her zaman Ayten'e beş var Ya da Ayten'i beş geçiyor Ne yana baksam gördüğüm o Gözümü yumsam
İnsan düşerken bile tutunacak bir dal istiyor. Takılı kalıp hızını kesecek bir an. Ben buradan atlarken düştüm sananlar oldu. Zaten kafası güzeldi, çok sarktı dediler arkamdan. Ayağı kaydı diyenler oldu. Bağırdım aslında. Hâl dili ile, ben dedim, düşmedim bir uçurumdan; kandırılmadım, bağlanmadı gözlerim. Ben sarhoş değildim (Hem sarhoş olsam,
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
Dilin yoktur diller içinde "Devletimiz var olsun" İlin yoktur iller içinde "Milletimiz sağ olsun" Diye diye türkülerin gitti gümbürtüye Halayların şiirlerin gitti Umutların - düşlerin Ve dört bin yıl boyunca derlediğin O gizemli çiçeklerin O destanlara sığmayan sözlerin gitti Mem û Zin'den kalma güzel gözlerin Her gece sarhoş masalarına Başka dilden - sesle konuk gitti
Milyon Kere Ayten
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum Oh ne iyi Ayten'li içkiler içip Sarhoş oluyorum ne güzel Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum Ayten üstüne Saatim her zaman Ayten'e beş var Ya da Aytenli beş geçiyor Ne yana baksam gördüğüm o Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz Günlerden Aytenertesidir Odur gün gün beni yaşatan Onun kokusu sarmıştır sokakları Onun gözleridir şafakta gördüğüm Akşam kızıllığında onun dudakları Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim Aytenii övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li iki laf ederiz Onu siz de seversiniz benim gibi Ama yağma yok Ayten'i size bırakmam Alın tek kat elbisem i size vereyim Cebimde bir on liram var Onu da alın gerekirse Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar Parasızlık da bir şey mi Ölüm bile kötü değil Aytensizlik kadar Ona uğramayan gemiler batsın Ondan geçmeyen trenler devrilsin Onu sevmeyen yürek taş kesilsin Kapansın onu görmeyen gözler Onu övmeyen diller kurusun iki kere iki dört elde var Ayten Bundan böyle dünyada Aşkın adı Ayten olsun
Cumba hakikaten de en güzel yeriydi Feraye Meyhanesi'nin; bütün İstiklal Caddesi ayağınızın altında. Dükkânların cam vitrinlerinden yansıyan ışıkların içinden geçerdi insanlar; şehrin, ülkenin, dünyanın dört bir yanından gelerek... Her gece, ama her gece hiç eksilmeden, belki de daha da çoğalarak yürürlerdi, yeryüzünün belki de en kalabalık bu caddesinden. Her ırktan, her renkten, her kültürden kadın, erkek el ele, kol kola, çoğunlukla sarhoş, nadiren ayık, genellikle şık, bazen derbeder, hatta çıplak, bazen çarşaflar içinde, bazen dalgın, çoğu zaman neşeli, nadiren öfkeli, bazen futbol takımlarının marşını söyleyerek, ama daha sık hükümeti protesto ederek, bazen umutlu, bazen yıkılmış, bazen öpüşerek, hatta bazen dövüşerek, yani insanoğlunun bütün halleriyle geçerlerdi gözlerinizin önünden. Her gece otursanız buraya, her gece caddeden geçenleri seyretseniz yine de bıkmazdınız gördüklerinizden. O sebepten seçmiştim orayı. Evgenia, insanlardan oluşan bu rengârenk nehri görsün diye.
719 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.