Milletçilik denildiğinde Türk’ü de, Fransız’ı da, İngiliz’i de Amerikalısı da mangalda kül bırakmaz. Çünkü hepsi alnına yapıştırılmış bir bayrakla doğmuştur dünyaya. Sonra da ülkesinin politikalarına göre şekillenir hayatı, hayalleri, kariyeri. Okuduğu kitapların bile ülkesinde basılıp basılamayacağına ülkesinin hükümeti karar verir.
Dünya
Dünyanın yalandan yüzüne güldüğü bir güneşin öyküsüdür bu.
Sinan Yağmur ’un usta kaleminden bir garip adamın hikâyesi. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde yaşadığı şehirde henüz adı sanı duyulmaz iken sonradan ismi dünyanın her yerinde duyulan, UNESCO tarafından ‘Evrensel Müzik Değeri olarak kabul edilen, zorlu günlerden geçip, adım adım yükseldiği
Hayal mi gerçek?
Gerçek mi hayal?
İkisi de mi gerçek?
İkisi de mi hayal? . . .
Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
Uykularım kaçmaya başlamıştı yine. Sezonluk dizi gibiydi gördüğüm kabuslar, geceleri uyuyamıyor sabah da uyanmak bilmiyordum. En son ne zaman beraber kahvaltı yaptığımızı hatırlamıyorum baba, özür dilerim.
Akşamları tarladan gelince kapıda karşılar kırk yıldır hasretmiş gibi öperdim ya hani (öyle derdin),
"Öte git Saadet gızım bi, üstüm
Mehmet Akif'in "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar!" diyerek seslenmesine yaklaşık çeyrek asır varken, Afrika'nın ortasında bulunan, kıtanın ileride en büyük ikinci ülkesi olacak Kongo'ya Belçikalılar "medeniyet" götürmekteydiler. Öyle bir medeniyet ki bu, Belçika Kralı II. Leopold, koca ülkeyi önce şahsi mülkü haline