Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
14 Mayıs'tan sonra ve Bolu D.P. Milletvekili Zuhuri Danışman'ın mektepler için yazdığı Tarih Kitabı'nda, İstiklal Harbinin İnönü Muharebeleri safhası hiç zikredilmedi. Bu yakışıksız hareket tenkit edilince, olay Milli Eğitim Bakanlığınca "Tarih Kitabı basılırken İnönü Muharebelerine ait fasikül matbaada unutulmuş ve kitaba bu suretle girmemiştir", şeklinde gülünç, garip bir açıklama ile geçiştirmemek istendi. İnönü Ansiklopedisi adı altında yayınlanmakta olan ansiklopedinin de ismi değiştirildi ve ansiklopedilerde İsmet İnönü adına da yer verilmedi. Sanki bu gök kubbe altında, bu isimde bir ünlü kişi yaşamamıştı. Taassubun ve gerici eğilimlerin hoş görülmesi yolunda, bir bakışta küçük gibi görünen tavizlere gidildi. Camilerde Halk Partisi aleyhine yürütülen vaızlara müdahale edilmedi. Böylece camiye, günlük siyasetin girmesi yolu açıldı.
Sayfa 107 - Remzi Kitabevi
Yazarlar ve Tarih
Romanları ile ünlü Fransız yazar ve eleştirmen Emile Herriot, "Ne kadar roman okursak okuyalım, belirli bir yaşa geldikten sonra insanı celbeden tarihtir. Tarihin hiçbir zaman sırrını okuyanlara bütünüyle açıklamayan ve mutlak bir sır olarak kalan noktaları vardır. İşte bu noktalar yorumu gerektirir" diyerek, roman ile tarih arasındaki farkı dile getiriyor. Aslında tarihsel roman diye bir türde söz konusudur. Harold Lamp ve Avusturyalı Stefan Zweig, tarihsel olgulara ve gerçeklere dayanarak yazılan tarihsel romanların en büyük ustaları olarak gösterilebilir. Biz de bu türün en belirgin yazarı "Tarihi sevdiren adam" diye nitelenen Ahmet Refik'tir. M. Turhan Tan ve Feridun Fazıl Tülbentçi de aynı yöntemi seçmişlerdi. Ama ülkemizde kurmaca olayları, sahneleri içeren kimi kitapların kapaklarına roman yazılarak eleştirilerden kurtulmak isteniyor ve giderek macera romanları yazarları da tarihçiler sınıfına yükseliyor. Bunun günümüzde en belirgin temsilcisi Ahmet Ümit olmalıdır. Tarih yazarının en başta gelen özelliği ele aldığı konu ve olaylar hakkında yansızlığını koruyabilmesidir. Toplum olarak çok duygusal olduğumuzdan araştırma ve yayınlarda yansızlığı koruyamıyoruz. Bu olumsuzluk tarihi araştırmalarında da kişiyi ya da olayı yok sayma aşamasına kadar varıyor. Bunun en belirgin örneği Ankara Cebeci Ortaokulu Müdürü Zuhuri Danışman'dır. İsmet İnönü'yü sevmediğinden yazdığı okul kitaplarında İnönü Savaşlarına hiç yer vermemişti!
Sayfa 171
Reklam
"İnsan bir şehre hâkim olabiliyor da, bir kadının esiri olmaktan kurtulamıyor."
Sayfa 275 - KonstantinKitabı okudu
ben hemen o kadar emin konuşma derim
"...Varna, Kosova harplerinin galibi Sultan Murad yoktur artık karşımızda. Sultan Murad ölmüştür. Dostlarım! Onun ölümüyle Osmanlı yıldızı da sönmüştür!"
Sayfa 204 - KaramanoğluKitabı okudu
"Orhan'ı onlara bırakıyorum dediğim vakit sefirin sevincine dikkat ettiniz mi? Bizans asla fesatsız yaşayamaz. Fakat... Artık bu mütefessih fesat ocağı ebediyen sönmelidir!.. Bizans Türk'ün olacaktır!"
Sayfa 198Kitabı okudu
Bekle Şahi toplarıyla nasıl geliyoruz bekle
"...Neden talihsiz olacakmışsınız? Bin yıllık hayatında Bizans, böyle günleri az mı gördü? Hangi serdar, Bizans surlarını aşabildi? Dünyada emsali bulunmayan bu dev surların karşısında büyük Türk'ün de âciz kalacağına şüpheniz olmasın."
Sayfa 104 - Konstantin Dragazes'eKitabı okudu
Reklam
Sultan Mehmet babasına diyordu ki: "Eğer padişah siz iseniz, vatanı düşman istila etmiştir. Ordunuzun başına geçmek vazifenizdir. Eğer padişah ben isem, size emir veriyorum ki vatan hizmetinizi ifa ediniz!"
Padişah IV.Murat tahta çıkışının onuncu yılında tütün içenlere karşı onları canından edecek ağır yaptırımlar uygulamaya başladı. Kahve ve tütün içilmesini yasaklayarak bu yasağa uymayanların anında idam edilmesini emir buyurdu: "Evlerin, dükkânların, bekar odalarının damlarına adamlar çıkarttı. Bacaları koklattı, tütün kokusu alınan yerleri bastı. Ev ise erkeğini, bekar menzili ise içindekilerin phepisini kaplılarının önünde idam ettirdi. Asılan yahut kafaları kesilen tütün içiciler, çubukları ağızlarına verilerek teşhir edildiler. Her sabah istanbul sokaklarında birer ikişer laşei maktul bulundukça halkın kalbine bir mertebede korku istila etti ki tabir olunmaz. " (Mustafa Naima Efendi,Naima Tarihi,Çev.Zuhuri Danışman,ZD Yay.sf.)
"Bende Oğuz Karahan boyundanım. Damarlarımda dolaşan kanın renginden kimsenin şüphesi olamaz." Balak Bey
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Osman Ertuğrul oğlusun Oğuz Karahan neslisin Hakkın bir kemter kulusun İslâmbolu al gülzâr yap!
Belgrad önünde
Fatih birden söze başladı: Bin yıllık Bizansı elli günde zaptettim.Ne gariptir ki Belgrad kalesi önünde hala beni bekletiyorsunuz.Ben iklimler fethetmek istiyorum.Si beni bir kale önünde bağlıyorsunuz.
Sayfa 108 - 5 cilt.Kitabı okudu
1950
"14 mayıstan sonra Bolu D.P Milletvekili Zuhuri Danışman'ın mektepler için yazdığı Tarih Kitabında, İstiklal Harbinin İnönü Muharebeleri safhası hiç zikredilmedi. Bu yakışıksız hareket "İnönü Muharebelerine ait fasikül matbaada unutulmuş." şeklinde gülünç garip bir açıklama ile geçiştirildi. Camilerde halk partisi adına yapılan vaazlara müdahale edilmedi. Böylece camiye, günlük siyasetin girmesi yolu açıldı..." ******** Ankara Tacettin Camii İmamı Tevfik Efendinin 30 Mayıs 1950'de camideki vaazından : "Halk Partisi Hükümeti kanımızı emiyordu. Milyonları çalıp dinsizliği yaydılar. Allah bizi onlardan kurtardığı için hep beraber, Allaha ve Demokrat Parti hükümetine dua edelim."
Sayfa 107Kitabı okudu