Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Neden tüm varlığı rüzgar karşısındaki mısırlar gibi eğiliyor ve bu alçalmadan sonra sadece büyük ve acı veren bir çabayla ayağa kalkabiliyordu."
"Çünkü büyük bir tutkuyla, yalan olan bir aşka, kırılan heveslere dair hikayeler duyduğunda kolayca kendisinin de bu duyguyu bildiğini, hissettiğini, yaşadığını söyleyecekken, o hiç konuşmazdı."
Reklam
Deniz feneri olsaydım gecede, fırtınada ışıktım balıklara... ne yazık ki ben kendim batmak üzere olan bir gemiyim '
İnsanlar ölür. Her şey ölür. Ama sadece iki şey ayakta kalır: aşk ve pırlanta. Sonsuza kadar parlarlar. Bir deniz feneri gibi. İnsanlara neyin değerli olduğunu anımsatırlar. İnsan aşık olunca, taş pırlanta olunca ölümsüzleşir.
Sayfa 165Kitabı okudu
...tam da şimdi, tam insan ilişkilerinin yetersizliğinin, en mükemmel ilişkinin bile kusurlu olduğunun ve bu ilişkilerin, sırf kocasını sevdiği için gerçeği açığa çıkarma güdüsüyle yaptığı sorgulamaya bile tahammülü olmadığını hatırlamasının acı verici olduğu bu anda; kendini değersizliğe mahkûm edilmiş gibi hissetmenin acı verici olduğu ve bu yalanlarla, bu abartmalarla doğru işlevini yerine getirmesinin engellendiği anda - işte tam da yaşadığı o büyük coşkunun ardından kendini böyle aşağılayarak dertlendiği anda...
Sayfa 41 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, çev. Sevda Çalışkan, 18. Basım 2024Kitabı okuyor
"Her birimiz yalnız öldük; Ama ben, ondan daha fırtınalı bir denizde ve daha derin uçurumlarda...”
Reklam
"Ama çoğunlukla, gariptir ki, hayat dediği bu şeyin korkunç, düşmanca ve eğer kendisine fırsat verilirse insanın kafasını vurmaya hazır bir şey olduğunu hissettiğini itiraf etmeliydi. Ebedi sorunlar vardı: Acılar; ölüm; yoksulluklar... Yine de, bütün bu çocuklara bu hayatı yaşayacaksınız demişti."
Çünkü insan, çocukluktan itibaren yaşamın zor, hakikatlerin vazgeçilmez olduğunun farkında olmalı. En parlak umutlarımızın söndüğü, cılız filikalarımızın karanlıkta yitip gittiği yerde o hayalî dünyaya yapılacak geçişin her şeyden önce cesaret, doğruluk ve dayanma gücü gerektirdiğini bilmeliydi.
Lily onun, gidenin arkasından gitmenin imkânsız olduğu, ama geride kalanların bu gidişi ürpererek, en azından bakışlarıyla ufukta yelkenleri kaybolana kadar izlenen bir gemi gibi izlemek istedikleri, kimseye ait olmayan o bilinmeyen yere doğru sürüklenişini izledi. Ne kadar yaşlanmış görünüyor, diye düşündü Lily, ne kadar bezgin ve ne kadar uzak.
Ve eski hasmı hayatın karşısında kendisini yeniden yalnız hissetti.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.