Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, daha ne arıyorsun? Yazılacak her şey senden önce yazıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var. Topuklarından, attıkları her adımda kan sızan adamlar geçti bu yollardan. Peki sen çocuk? Dünya hiçbir zaman gökyüzüne yansımayacak, arhk hiç değilse bunu biliyorsun. Sesler gitmiş, bir tek yankıları kalmış geride. Bedeni olmayan seslerin çığlığa dönüşmeyi kurduğu yerlerde sen şarkı söylemek için bekliyorsun. Çocuk, yanılıyorsun.
Dini kitaplar okuyanlar
Kimsenin ne okuyup okumayacağına, en azından burada, karışacak değilim elbet. Ama iletiler kısmında falan, sayfayı yeniledikçe ister istemez önüme düşüyor bi şekilde. said nursi'den, molla bilmem kimden alıntılar gırla. Hayata dair bir şeylerin, neyse artık o şeyler, bu gibi sarıklı cübbelilerden öğrenileceğini düşünmüyorum. Bilmem kaç karısı olan adamdan sevgi sözleri, bilmem kaç çocuğu olandan evladın imtihan olduğu falan gibi zırvalar duymak istemiyorum. Hayata dair merak edilen, yol gösterici olacağına inanılıp aranan o şeylerin de bu gibilerden sadır olabileceğini sanmıyorum zaten. Damdan düşenin halinden damdan düşenin anlayacağı gibi, bu tiplerden de ancak bir dolu kafa karışıklığı kalır elde. Allah sevgisi ise aradığınız, onu içinizde aramalısınız. Hayat yolunda bir tavsiye ise, yaşayandan, çekenden, bedel ödeyenden dinlemek gerekir. Aşkı Mecnun'a mı sorarsınız mesela, yoksa bunlara mı? Edebiyat bunun için var arkadaşlar. Sayısız roman, şiir bunun için yazıldı. Kazancakis'in herhangi bir romanı mesela, bu sakallılardan daha çok şey anlatır size. Kalın kalın, şamua kağıda basılı, ciltli, yaldızlı koca kitaplarla zaman harcayacağınıza naçizane edebiyat okuyun derim. On ciltte anlatılamayan şeyi iki mısrada okursunuz yeri gelir... yunus'un da dediği gibi: "hakikat bir denizdir, şeriattır gemisi Çokları gemiden çıkıp denize dalmadılar." Hakikat denizine dalabilmeniz dileğiyle...
Reklam
Bir mürekkep lekesi durmadan büyüyor defterin üzerinde ve yazıyor bütün bunları. Kurmacanın bile belirgin bir dizgeye kavuşamadığı yerlerde yazmak giderek bir sayıklamaya dönüşüyor. İnsandan, yaşamdan bağımsız gibi duran bir şey. Nesnelerden tüten buğu yazıyor bunları, oluklardan akan gökyüzü. Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, daha ne arıyorsun? Yazılacak her şey senden önce yazıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var. Topuklarından, attıkları her adımda kan sizan adamlar geçti bu yollardan. Peki sen çocuk? Dünya hiç bir zaman gökyüzüne yansımayacak, artık hiç değilse bunu biliyorsun. Sesler gitmiş, bir tek yankıları kalmış geride. Bedeni olmayan seslerin çığlığa dönüşmeyi kurduğu yerlerde sen şarkı söylemek için bekliyorsun. Çocuk, yanılıyorsun.
Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, daha ne arıyorsun? Yazılacak her şey senden önce yazıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var. Topuklarına, attıkları her adımda kan sızan adamlar geçti bu yollardan. Peki sen çocuk? Dünya hiçbir zaman gökyüzüne yansımayacak, artık hiç değilse bunu biliyorsun. Sesler gitmiş, bir tek yankıları kalmış geride. Bedeni olmayan seslerin çığlığa dönüşmeyi kurduğu yerlerde sen şarkı söylemek için bekliyorsun. Çocuk, yanılıyorsun.
Sayfa 102Kitabı okudu
Binbir gece doksandokuz melek yeminli şahit yazıldı bu yolculuğa. Rotasız o denize ahşap bir gemi düştü. Gâm zede tayfalar ve hayvanlar susa bağırdı... Nuh dedi; tun yazdı kitapta. Şerefe
Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, da­ha ne arıyorsun?
Yazılacak her şey senden önce ya­zıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var.
Sayfa 102
Reklam
Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, daha ne arıyorsun? Yazılacak her şey senden önce yazıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var. Topuklarından attıkları her adımda kan sızan adamlar geçti bu yollardan. Peki sen çocuk? Dünya hiç bir zaman gökyüzüne yansımayacak, artık hiç değilse bunu biliyorsun. Sesler gitmiş, bir tek yankıları kalmış geride. Bedeni olmayan seslerin çığlığa dönüşmeyi kurduğu yerlerde sen şarkı söylemek için bekliyorsun. Çocuk, yanılıyorsun.
Bırak, bırak tüm bunları diyecektim. Kimin konuştuğunun ne önemi var, biri kimin konuştuğunun ne önemi var dedi. Biri kalkıp gidecek, giden ben olacağım, ben olmayacağım o, ben burada olacağım, buradan uzaktayım diyeceğim, ben olmayacağım o, hiçbir şey söylemeyeceğim, bir öykü anlatılacak, biri bir öykü anlatmaya çabalayacak. Evet, yadsımıyorum
SON.
Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, daha ne arıyorsun? Yazılacak her şey senden önce yazıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var. Topuklarından, attıkları her adımda kan sızan adamlar geçti bu yollardan. Peki sen çocuk? Dünya hiç bir zaman gökyüzüne yansımayacak, artık hiç değilse bunu biliyorsun. Sesler gitmiş, bir tek yankıları kalmış geride. Bedeni olmayan seslerin çığlığa dönüşmeyi kurduğu yerlerde sen şarkı söylemek için bekliyorsun. Çocuk, yanılıyorsun.
Öteki Şiirler
Öteki Şiirler
Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, daha ne arı­yorsun? Yazılacak her şey senden önce yazıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var.
Pdf
Reklam
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
_İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır! _Sessizce bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, gevezeden daha üstündür. _Her ormanı boş sanma, belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur. _Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir. _İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok
"Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, daha ne arıyorsun? Yazılacak her şey senden önce yazıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var..."
Sayfa 102
193 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.