Doğan Cüceloğlu’nun kitabını okuduğumda şöyle bir yazıya denk gelmiştim;
‘Ekmeğe basmayız…içinde yarattığımız değerler var. Günah da ondan basmayız.”
Peki değerlerimize ne derece sahip çıkıyoruz? Ya da ‘ekmeğe basılmaz’ toplumda bir değer algısıdır ve bu algı aslında bizi biz yapan şeyler. Bu konuda düşünceleriniz nedir? Saygı kültürü mü bizi biz yapan bir şey yoksa din de bunun bir parçası mı?
ESKİDEN...
Televizyon karıncalı, insan netti
Dertlinin derdi, dertsize dertti
Evcilik oyunu,oyundan ibaretti
Eskiden hayat daha güzeldi.....
Herkesin evi, herkesin eviydi
🚫🚫🚫 İsraftan kaçınmalı
Nereden başlıyoruz
👇🏼
🥖Ekmek kuruyunca onu ıslatıp yemeli, atmamalıdır.
🚫Dökersen, atarsan dananın kuyruğu kopar. Sonra bu kadar israftan sebep kıyamet bile kopar.
Bugün çöpe bir ekmek atarsın, Allah bir kıtlık verir, gün olur gidersin o attığın çöpteki ekmeği elinle alır ve yersin.
🥖EKMEK NİMETTİR NİMET HAYATTIR🍞
Kurumuş bayatlamış ekmekleri kuşlara hayvanlara vermeye gerek yok onları alternatif yap ye Mevla zaten kuşun börtü böceğin rızkını gönderiyor sen önündekini nimetin şükrünü Eda et israfından kaçın
Bir kuşun gözü kadarcık bir ekmek ufağını dahi atmayın.
Ekmeği ye ama israf etme🚫
Abdullah bin Ümmü Haram (r.a.) rivayet ediyor. Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ekmeğe saygı duyun. Çünkü o göğün ve yerin bereketler indendir. Kim sofradaki ekmek kırıntılarını yerse günahları bağışlanır." (Camiussağir - 1426)
Gözün değil karnın doysun
Köprü olur, okul olur, yol olur attığın ekmek ile şehirler kurulur
Kırıntı karınca bacağı kadarda olsa israf etmeyelim karınca bacağı kadar hesaba cekilecegiz Ye, iç ama israf etme🚫🚫🚫
Televizyon karıncalı, insan netti,
Dertlinin derdi, dertsize dertti,
Evcilik oyunu, oyundan ibaretti,
Eskiden hayat daha güzeldi...
Herkesin evi, herkesin eviydi,
Veresiye defteri yoksulun cebiydi,
Her semtte yalnız bir kişi deliydi,
KUL HAKKI YİYENLERE ‼️
Doğan Cüceloğlu seminerinde yere bir parça ekmek koymuş ve “Bu ekmeğe basabilecek biri var mı?” diye sormuş salondakilere. Hiç ses çıkmamış tabii. “Sahneye gelip bu ekmek parçasına basana 100 dolar vereceğim” diye devam etmiş. Salonda yine çıt yok! Fiyatı artırarak 5 bin dolara kadar getirmiş. Bu sırada salonda bulunanlardan birisi, ─ Hocam, istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma! demiş.
Doğan Cüceloğlu da, “İşte değerler eğitimi budur” diye noktayı koymuş...
Doğan hocamızın hikayesi üzerine sorayım;
-Ekmek bir değer, peki doğruluk bir değer değil mi? "Hiç bilerek ekmeğe basmadım" diyebilecek 'bütünlük' karşısında, "hiç yalan söylemedim" diyebilecek hiçlik neden var öyleyse?
-Kul hakkı bir değer değil mi? Nedir bu yetim hakkı yeme, çalışanı sömürme çabası peki?
-Özgürlük, eşitlik, kardeşlik bir değer değil mi? Nedir bu ayrımcılık, kindarlık, rövanşist, düşmanca tavırlar?
Peki ya adalet??!!
İnsani değerler ayaklar altına alınınca sahi kaçımız gerçek anlamda ses çıkarabiliyoruz, "500 bin dolar versen çiğnetemezsin" diyebiliyoruz!
Doğan Cüceloğlu bu ülkenin değerlerindendi, kendisini bugün kaybettik.
"İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vicdanıdır." demişti. Herkes ama bugün ama yarın vicdanıyla yüzleşecek hocam, sen rahat uyu!
Doğan Cüceloğlu’nun aziz hatırasına saygı ile...
ESKİDEN...
Televizyon karıncalı, insan netti
Dertlinin derdi, dertsize dertti
Evcilik oyunu,oyundan ibaretti
Eskiden hayat daha güzeldi.....
Herkesin evi, herkesin eviydi
Biliyorsunuz, para her kötülüğün kaynağıdır.. O da, paranın tipik bir ürünü.
Rearden, Francisco’nun bu sözü duyabileceğini sanmamıştı, ama genç adamın ciddi ve nazik bir gülümsemeyle oraya döndüğünü gördü.
“Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç sorguladınız
Sennur SEZER (12 Ağustos 2010)
*
Aslında bu mektup sizin dizelerinizi bize ulaştıran bir ekibe, Özdemir İnce'ye, Herkül Millas'a ve İonna Kuçuradi'ye yazılmalıydı. Ancak onların çevirilere verdikleri emek dışındaki erdemlerine haksızlık olurdu bu. Hele Özdemir İnce'nin, siyasal olarak ya da gazete yazarı olarak anlaşamadığım
Televizyon karıncalı, insan netti
Dertlinin derdi, dertsize dertti
Evcilik oyunu, oyundan ibaretti
Eskiden hayat daha güzeldi...
Herkesin evi, herkesin eviydi
Veresiye defteri yoksulun cebiydi
Her semtte yalnız bir kişi deliydi
Eskiden hayat daha güzeldi...
Büyüklere saygı çok büyüktü
Şimdi büyükler boynunu büktü
Elmalar elma, erikler
_Ülkemizde yaşanan maddi ve manevi krizin nedeni, akıl dışı metafizik dini inancın, politik alana taşınmasıdır.
_Hiçbir ülke şu 20 yılda yapılanlara dayanamaz ki zaten Türkiye de dayanamadı. Kafede çay içmek, yumurta ve peynir lüks oldu.
_İmam hatipte alınan eğitimle yönetilen ülke nasıl olması gerekiyorsa öyleyiz.
_Rasyonel olması gereken bir