Emilia Galotti, Gotthold Ephraim Lessing
Bu kitabı hiç okuyan var mı aranızda, aklıma düştü de. Biz taaa lisedeyken bunu Almanca dersinde okumuştuk, pek bir şey de anlamamıştım o zamanlar. Almanca tam gelişmemişti, ben ne anlardım o zamanlar Roma tragedyalarından. Şimdi okusam belki anlardım, var mı Türkçesi?😀
Hekim, talihsizin yanına geldiğinde, onu kurtuluşsuz yerde bulur, nabzı vuruyordu, elleri ayakları kötürümdü. Sağ gözünün üstünden kafasına ateş etmişti, beyni dışarı çıkmıştı. Üstüne üstlük bir de kol damarından kan salındı, hâlâ soluk alıyordu. Koltuğun dirsekliğindeki kana bakıp, yazı masasının önünde oturarak, eylemi gerçekleştirdiği sonucunu çıkarmak mümkündü, sonra yere yığılıp, koltuğun çevresinde çırpınmış. Pencere tarafında takatsız sırtüstü yatıyordu, çizmeleri ayağında, sarı yelekli mavi frakıyla baştan ayağa giyinikti. Ev, komşular, kent ayağa kalktı. Albert girdi. Werther yatağa kaldırılmış, alnı sarılmıştı, yüzü ölü yüzü gibiydi, hiçbir üyesi kımıldamıyordu. Ciğeri hâlâ bazen güçlü, bazen zayıf ürkünç hırıldıyordu; sonunun gelmesi bekleniyordu. Şaraptan yalnızca bir bardak içmişti. Kürsüde Emilia Galotti açılmış duruyordu.
.... Düşünceleri o acıklı görüntüye kaydığı zaman, bir yandan sakinleştiriyordu, öte yandan ama, kocasına o anda kendisine eziyet veren sıkıntılarını anlatmaktan alıkoyduğunu hissediyordu. Albert dönünce, Lotte onu tedirgin bir telâş içinde karşıladı; keyfi yoktu, işleri iyi gitmemişti, komşu yerin hukuk danışmanı, eğilmez bükülmez, dar ufuklu
“Genç Wertherin acıları”ını ünlü yazar Johann Wolfgang von Goethe 18. YY dünyaya sunmuş ve kısa sürede bu kitap ile büyük etki yaratmıştır.
Ben bu kitap hakkındaki bildiklerimi ve düşüncelerimi sizler ile paylaşmak istiyorum.
Ana kahramanımız Wertherdir. Werther'in özellikleri, dengesiz ve hassas olmasının yanında, duygularını çok yoğun