Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Mitolojik sistemine göre evren; yeryüzü, gökyüzü ve yer altı olarak üç bölümden meydana gelmektedir. Yeryüzünde insanoğluyla birlikte yer ve su ruhları, gökyüzünde Gök Tanrı, yer altında ise Erlik Han hüküm sürmektedir. Dünyanın yaradılışı esnasında Tanrı’ nın emirlerini dinlemeyen Erlik, onun tarafından lanetlenerek yer altı ülkesine sürülmüş ve kötülüğün sembolü hâline gelmiştir. Yer altı ülkesinin hâkimi Erlik’ in hizmetinde birçok ruh bulunmaktadır. Bu korkunç ruhlardan biri olan “almıslar” ve Şamanist Tuvaların yer altında yaşadığına inandıkları yedi kız da sarı saçlı olarak tasvir edilmiş, Koybal şamanlarının davullarındaki Sarıkız adlı varlığın yer altı dünyası ile bağlantılı bir hâle getirmiş ve Erlik’ in yardımcısı kötü ruhlardan biri olarak konumlandırmıştır.
“Şeytani varlık olarak Sarıkız, şu beş şekilde karşımıza çıkmaktadır: Erlik’ in yardımcısı, ev iyesi, dağ iyesi, Alkarısı ve cinlerin padişahı (Hal anası).”
Reklam
Abra
“Yeşil kumaştan dikilen sicimdir. Baykuş tüylerinden yapılırdı. Mitolojik atıfları bulunan bu aksesuar, Erlik’ e ulaşmak için bir araçtır.”
Miskinlik ile gelsin kimde erlik var ise Merdivenden iterler yüksekten bakar ise Yunus Emre
Sayfa 107 - Tedev Yayınları
Selam
Gür sütünle aşladığın erlik cevheri Yapacaktır onu yarın yaman bir çeri...
TEMİR HAN
Erlik'in dokuz oğlundan biri. Şaman adayına cehennem yurdunda eziyet eden, ruhuna acı çektiren, bu yolla da şamanı eğiten kötü ruh.
Reklam
Altay Yaratılış Destanı'nda Erlik'in kovuluşu
Tanrı kızıp bağırdı, sesi gökte çınladı: İn yerin dibine, in artık in, in buradan! Neyin var neyin yoksa, al tümünü, buradan in! Kur yerin en dibine, ne istersen kendine! Topla damın, deveni, in yerin en dibine! Kendine ne istersen, ordunu, askerini! Kur yerin en dibine, sarayını, kaleni! Sönmez ateş alevi, göklerde hiç sönmesin, Ne güneş ve ne de ay, gözüne görünmesin! Yerin en diplerine seni kapatacağım! Bil, seni kıyamette ancak çağıracağım!
Yeraltının karanlık ülkesinde, Erlik Kağan dünyadaki tüm kötülüğe hükmeder. Yeraltındaki ve yerüstündeki tüm kötü ruhlar onun emrindedir. Hatta insanlardan da emrinde olanlar vardır.
Daha güzel anlatılamazdı..
Zorunlu askerlik hizmeti, emek, zaman ve kaynak israfıdır. Erlik, derhal bir meslek statüsü kazanmalı ve profesyonel ordunun bir parçası haline gelmelidir. Her üç ayda bir toplanan yüz binlerce genci askere dönüştürmek için harcanan çabanın onda biriyle ordunun işlevselliği on kat arttırılabilir. Sosyo-ekonomik açıdan geri bırakılmış toplumun zorunlu askerlik hizmeti yoluyla olumlu anlamda biçimlendiği düşüncesi asla geçerli değildir. Bunun kanıtı, nesillerdir askerlik hizmetini tamamlamış erkeklerin yönlendirdiği günümüz toplumunun mevcut dü- zeyidir. Askerliğin insanı adam ettiğine ilişkin inanç, bütünüyle temelsizdir. On dokuz yaşına kadar cahil bırakılmış genç erkekleri dayatma yoluyla, on beş ay içerisinde bilinçlendirmek mümkün değildir. Dolayısıyla, 460 gün boyunca izmarit toplayarak mıntıka temizliği yapmış olanla, kanalizasyonu denize akıtan aynı kişidir. Dolayısıyla, 460 gün boyunca vatan sevgisi aşılanan insanla, devletine kazık atan aynı kişidir. Dolayısıyla, 460 gün boyunca vatandaşını adam etmek için uğra- şanla, insani gelişmişlik endeksinde dünya 84'üncüsü olan aynı ülkedir. Ordu, zorunlu katılımlara ihtiyaç duyamayacak kadar ciddi bir kurumdur. Aldığımız eğitimin süresi on haftadır. Çağdaş hiçbir ordu on haftalık erlere güvenerek varlığını sürdüremez. Kahramanlık şiirleri okuyan ve komando üniforması giymiş beş yaşındaki çocuklar kadar asker olan bizler, bu vatan için öleceğiz. Çünkü ne savaşmayı biliyoruz ne de hayata dair bir umudumuz var!/Syf.103
Hakiki reculiyyet, yani “erlik”, “insanın, hulkiyeti ve hevalarının karanlığından kurtulup, aklın ve manevi irşadın ziyası ile tezkiyesine müteakip” tekmil edilmektedir, diyor İbn Arabi. Ancak, Tarik-i Rabb’in külfetine icap edemiyen erkekler ise, “karılardan” beter ve zelil telakki edilmektedir.
Sayfa 79
Reklam
Erlik odur ki
TAKVİMLER 1233 SENESİNİ GÖSTERDİĞİNDE Ertuğrul Bey buyruğundaki Kayılar, yüksek bir tepeden Yassıçemen ovasındaki savaşı seyretmekteydi. Ertuğrul Bey dedi ki: ‘“Hey yârenler, cenge rast geldik. 'Yanımızda kılıç götürürüz. Avret gibi geçip gitmek erlik değildir. Elbette şunların birine yardım etmek gerek. Galibe mi yardım edelim yoksa mağluba mı?’ Dediler: ‘Mağluba yardım zordur. Hem adamımız azdır ve hem yenene kuvvet!’ Ertuğrul dedi: ‘Bu söz mertlik sözü değildir. Erlik odur ki mağluba yardım ederiz. Hızır gibi sıkıntı vaktinde çaresizlere yardım yetişe. Elverin!’” Yenilmekte olan Türkiye Selçuklularına yardım ettiler ve tarih o anda makas değiştirdi
Dokuzlama “Seni boşuna mı seviyorum sanıyorsun?”
Seni boşuna mı seviyorum sanıyorsun? Biz, ''Kâlûbelâ''da beraber değil miydik? Ben o günü hatırlayamıyorum. Sen de hatırlayamazsın. Ama, mutlaka yanyana idik. Tanrı buyruğuna beraber baş eğmedik mi? Evet demedik mi? Çünkü sensiz eksik oluyorum. Yarım oluyorum. Biz, birbirimize ''Kâlû belâ''da
Türk Baturluğu
Uguz Kağan: Ovalar otagımız. At sırtı yatagımız. Erlik için ölmekdir Tanrıya adagımız. Gündüz gün bize bayrak. Bilmeyiz biz dur durak.
En büyük sancaktarlar, hakikat sancaktarları peygamberlerdir.
Bir Diriliş eri olarak, gelecek zamanın biricik kenti Diriliş kentinin, Diriliş sitesini kurulması için taş taşıyan, harc taşıyacak biri olarak, onların izinden gitmekten başka bir erlik ve yapıcılık bulunmadığına inanıyorum.
Erlik zor durumda olan kardeşlerimize yardım etmektir. İşleri kolay olsa yardıma ne gerek vardır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.