Allah ve Resulü'nün emri olan evliliğin; huzurun temini bir nimet ve cihat olduğunu ayetler ve hadisler ışığında anlatan kitap, sahabelerin ve Efendimiz'in hayatından da örnekler vererek açıklıyor. Dünyanın en kıymetli hazinesi olan salih ve saliha eşin özelliklerinden bahsediyor. Evleneceklere rehber niteliğinde bir kitap. "Şunu da unutma nar tanelerini tek tek kabuğuna yerleştiren Kudret (cc) seni de hangi gönle yerleştireceğini bilir."
Evlilik AhlakıMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20194,288 okunma
Hz. Ali evliliğini şöyle resmetmektedir: "Yoğun koşturmalar içerisinde eve gittiğimde Fatima'nın yüzüne baktığım andan itibaren bütün dertlerimi unutuyorum.”
Evlilik ibadettir, öyleyse külfetine katlanılmalıdır. Evliliğin ibadet olmadığını söyleyebilecek birisi var mı? Allah'ın emri ve Peygamberin (sas) kavlinden bahsediliyorsa orada ibadetten bahsediliyor demektir.
Mesela bir hadiste Efendimiz (sas) şöyle buyurmaktadır: "Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir. Evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim."
Nikâhı oyuncağa çevirdiğimiz için haklarımızı bilmiyoruz. Boşama hakkı İslâm'da erkektedir fakat kadın nikâhta boşama hakkını elde etmek adına şart koşabilir. Bunlar gerçek manada öğrenilirse; haklar ve sorumluluklar karşılıklı bir biçimde ortaya konsa, nikahın ne kadar mühim bir şey olduğu daha da iyi anlaşılacaktır.
Samuel Richardson
Pamela Kitabında Dönem Eleştirisi
Samuel Richardson tarafından 1740 yılında yazılan Pamela, epistolary bir romandır. Roman, hizmetçi Pamela Andrews'un ev sahibinin oğlu Mr. B. tarafından taciz edilmesini ve onu evliliğe ikna etmesini konu alır. Pamela'nın mektupları aracılığıyla Richardson, 18. yüzyıl
Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.(Ahzâb,33/36)
Bu çağın insanları inanılmaz şeyler soruyor ve inanılmaz şeyleri sorguluyor. 14 asırdır Muslumanların aklına gelmeyen meseleler, bizim meselelerimiz olmuş ve biz bunları kurcalıyoruz. Kurcaladıkça da altında kalıyoruz. İsrailoğulları'nın felakete sürüklenmelerinin en önemli sebeplerinden biri üzerlerine vazife olmayan meseleleri irdelemeleriydi. Şu anda Ümmet-i Muhammed' in durumu da böyledir.
İşin bir başka boyutu da bütün meselelere kendi dünyamızdan bakıyor olmamızdır. Kendi dünyamızdan bakarak meselelerin tamamını anlamaya çalışıyoruz ama dünya bizden műteşekkil değil ki! Yaşadığımız zeminde 7 milyar insan yaşıyor. Ne biz dünyanın merkezindeyiz ne de dünya bizden müteşekkil. İnsanlık tarihinin filmi devam ediyor. O filmin nereye varacağını bilmiyoruz. Mesela şu anda anlayamadığımız cariyelik meselesi yüz yıl sonra ortaya çıkacak bir meseleden dolayı insanların önüne açılacak bir kapı mı olacak, bilmiyoruz. Biz kendi konumumuza uygun meseleleri konuşacakken, kendi dertlerimizi tartışacakken başka meseleler üzerine mesai tüketip şu an bizim için ameli değeri olmayan birçok meseleyi irdeler hale geldik. Bunun için tedavi başlatacağımız iki önemli alan gayba iman ve teslimiyettir.
Suçlu Kim?, klasik Rus edebiyatının başyapıtlarından birisi sayılmakta olup aynı zamanda saf anlamda ilk "toplumsal" romanı olarak değerlendirilmektedir. Dostoyevski'nin kitaplarını değerlendirmesinden tanıdığımız eleştirmen Belinski'de, romanı çağdaş Rus yaşamını toplumsal ve psikolojik açıdan ele alması bakımından önemli