Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
180 syf.
7/10 puan verdi
İbn Fazlan (Fadlan olarak da geçiyor) Bağdad'daki Abbasi Halifesi el-Muktedir'in 921'de Bulgar (İdil) hükümdarına gönderdiği sefaret heyetinin katibi ve bu sefere ait hatıralarını anlatıyor. Dünya seyahat edebiyatının önemli kitaplarından biri olan bu eser bir çok dile tercüme edilmiş. Ben okurken yer yer şaşırdım.Mantıksız gelen yerleri yargılamadan okumaya çalıştım. Güzel bir araştırma, kaynak kitap olarak kütüphanemde bulundurabilirim.
İbn Fadlan Seyahatnamesi
İbn Fadlan SeyahatnamesiRamazan Şeşen · Yeditepe Yayınevi · 2015609 okunma
180 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
İbn Fazlan: Türkler İslam’la tanışmadan Türklerle tanışan ve onları anlatan ilk Arap seyyahlarındandır. İslam bize ne kazandırdı, ne kaybettirdi? görmek ve İslam öncesi Türk örf, adet ve töresini anlamak için bu kitapla kıyaslanabilecek bir kitapla henüz ben tanışmadım. Sıkmadan okunabilecek, sürükleyici bir kitap. İbn Fazlan: “Türkler yolunu kaybetmiş eşekler gibidirler. Bir dine inanamaz, hiçbir şeye ibadet etmezler, işlerinde akıllarına başvururlar.” Diyor. Fakat Aynı bu günkü Araplar ile Araplaşan milletler gibi, Fazlan'da "akla başvurmayı" övmesi gerekirken “yolunu kaybetmek” ve “eşeklik” olarak yorumluyor maalesef.
İbn Fadlan Seyahatnamesi
İbn Fadlan SeyahatnamesiRamazan Şeşen · Yeditepe Yayınevi · 2015609 okunma
Reklam
Can Veren Pervaneler
Es-subhu bedâ min tal'atihî. Ve'l-leylu decâ min vefratihî. Fâka'r-rusulâ fazlan ve ulâ. Ehde's-sübülâ li delâletihî. Abdullah İbn-i Revâha Günümüz Türkçesiyle manası: Sabah nurunu O'nun cehresinden aldı. Gece ise karanlığını O'nun siyah saçlarından aldı. O fazîlet ve ulviyeti ile bütün Resûllerden üstün oldu. Hidâyete erenler yolunu O'nun delâleti ile buldu
·
Puan vermedi
Benim Gözümle “Coğrafyalar” Hayırlı Yolculuklar Efendim
Mir’atü’l-Memalik’ten Günümüze “Merhaba” demenin içinde saklı bir sevincin huzurunu ancak ayakların yorgunluğunun altında kalmış bir seyyah bilir. Anıları anı yapan yeni bir dünya yani farklı bir kent sokağına, pazar alanındaki satıcıya, tüccara merhaba demek... Seyyah, gözü uzak diyarlardaki; bir mimari yapının sütunlarında ki gizli
Benim Gözümle Coğrafyalar
Benim Gözümle CoğrafyalarMehmet Azimli · Mana Yayınları · 201525 okunma
180 syf.
8/10 puan verdi
Diyar Diyar Gezmek!!
Seyahatname konusu dikkatimi çeken kişinin gidip görememesine rağmen sanki o diyarları, yaşayışları, savaşları, kültürleri kısmende olsa görebilmemize olanak sağlayan harika edebi türler arasında yer alır. Marco Polo, İbni Batuta ve şimdide İbni Fazlan ı okuyarak diyar diyar gezmenin zevkini yaşadığımı belirtmek isterim.. Gezginci gibi bir hayatı o devirlerde yaşamak ve ileriki dönemlerde de o kültürlerin yaşayışını aktarmak isterdim. Eski Türkler'in yani atalarımızın yaşayışlarını okuduğum bazı eserlerde karşılaştırma yaparken İslam dini ile birçok benzerliklerinin olmsanın din değiştirerek milyonlarca insanın hayatlarını ve kaderlerini değiştirmesi de başlı başına büyük bir olaydır. At üzerinde bir yaşam yaşayan her nefer için... Göçebe hayat tarzı, ağaç ve demir işlerinde yüksek zaanat ve yerleşik hayat ile bunu bir sonraki nesillere aktarma sayesinde bir milletin makus talihine imza atmak. Çok sevdiğim sözlerden birisi her Türk asker doğar ve ölür, at üzerinde savaşta ölmenin verdiği gurur bir tarafta diğer tarafta savaşta değil yatakta ölmenin verdiği ızıldırap ve keder. Tarihin büyük çoğunluğunda yer eden bir milleti seyyahlar aracılığıyla da olsa görmek bilgi hazinemize değerli bir taş koymuşcasına mutlu olduğumu itiraf etmeliyim.. Seyahatname seviyor iseniz mutlaka okumalısınız bu eseri...
İbn Fadlan Seyahatnamesi
İbn Fadlan SeyahatnamesiRamazan Şeşen · Yeditepe Yayınevi · 2015609 okunma
"es-subhu beda min tal'atihi. ve'l-heylu deca min vefratihi. faka'r-rusula fazlan ve ula. ehde's-sübüla li delaletihi." günümüz türkçesiyle manası: "sabah nurunu o'nun çehresinden aldı. gece ise karanlığını o'nun siyah saçlarından aldı. o fazilet ve ulviyeti ile bütün resullerden üstün oldu. hidayete erenler, yolunu o'nun delaleti ile buldu." Abdullah İbn-i Revaha
Reklam
İbn Fazlan, Başgırt ilinden geçerken onlar arasında yılana, balığa ve turnaya tapanları görmüş. Gardızî, XI. yüzyılda Kırgızların öküze, kirpiye ve saksağana tapındıklarını yazar.
Sayfa 48 - Alfa Yayınları
Türklerde Monoteizm
Hunlar, Gök Tanrı'ya Tengri Han adını verirdi. Tengri Han, ken­disine tapanlara yardım eder, yurtlarını korurdu. Bu nedenle Türkler O'nun için at kurbanı keserdi. Gök, eski Türkler'de Tanrı'nın adı kabul edilirdi. Oğuzlar'ın Seyhun nehri çevresindeki yurtlarından X. yüzyılda geçen, İbn Fazlan bu konuda: "İçlerinden biri (Oğuzlar) zulme uğrar veya sevmediği bir şey görürse, başını semaya kaldırıp bir Tanrı der. Bu Türkçe bir Allah demektir tespitinde bulunur. Buradan Türkler'in Tanrı'yı gökle ilgilendirdikleri ortaya çıkar. Aynı şekilde Türklerin atası Oğuzhan; tek bir Tanrı'ya iman etmedikçe hiçbir kadınla evlenmiyor, putperestliğe karşı açtığı mücadelede babasını bile affetmeyip, onu tah­tından indiriyor ve tek Tanrı inancını hakim kılmaya çalışıyordu.
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.