Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
(...) gazeteci Falih Rıfkı (Atay), İstanbul'a döndükten sonra Fahrettin Paşa hakkında şöyle bir yazı yazmıştı: "30 Kasım 1918, Akşam gazetesi Hakikatten kaç gündür sizi merak ediyorum. Şimdi siz neredesiniz? İskorpitten dişleri, çeneleri kopan askerleriniz nerede? Siz bir yıl evvel 'Eğer boşaltacaksanız, Medine'yi başka bir kumandan
Sayfa 231 - 5. bölüm
Hiçbir yararı yok, insan kendi kendine korolar söyleyebilir, yamyamlara hayret edebilir, bir ağaç gövdesinden iki yüz yıl geriye tırmanabilir, yılın aylarından birini deli sayıp kilit altına alabilir, zararsız haçlı ordularına katılıp, bütün vücudu bir demirci işliğine dönmüş olarak, Filistin'e hacca gidebilir, Buda'yı dinleyebilir, Muhammed'i yatıştırmaya çabalayabilir. İsa'ya inanabilir, bir fidanın nöbetini tutabilir, yeni açmış bir çiçeği resmedebilir, bir yemişin oluşumunu engelleyebilir, ve ayrıca insan: İkiye katlandığı andan başlayarak güneşi izleyebilir; köpekleri miyavlamaları, kedileri de havlamaları için eğilebilir, yüz yaşındaki . birine yeniden tüm dişlerini armağan edebilir, ormanlarda ağaç toplayabilir, kel başları sulayabilir, inekleri iğdiş edebilir, öküzleri sağabilir, eğer bütün bunlar fazla kolaysa (çünkü insan her şeyi pek çabuk bitirmekte), o zaman Neandertal insanlarının dillerini öğrenebilir, Şiva'nın kollarını destekleyebilir, Brahma'nın kafalarını eskimiş Veda'lardan arındırabilir, çıplak tanrıları giydirebilir, Tanrının cennetlerinde meleklerin korolarını engelleyebilir, Laoçe'yi kışkırtabilir, Konfüçyüs'ü baba katili olmaya azmettirebilir. Sokrates'in elinden baldıran çanağını, ağzından da ölümsüzlüğü çekip alabilir, insan bütün bunları yapabilir,ama hiçbir yaran yok, tek bir şeyin dışında hiçbir eylem, hiçbir düşünce önemli değil: Cinayetler ne zaman son bulacak!
Reklam
268 syf.
·
Puan vermedi
Rasim Özdenören Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler adlı eserinde Müslümanın adeta bir Don Kişotmuşçasına, çevresindeki insanların kendisiyle alay etmesi pahasına Müslümanca yaşamak için ısrarcı olması gerektiğini söyler. Cahit Zarifoğlu'nun Bir Değirmendir Bu Dünya isimli kitabı da tam olarak bunun örneği denilebilir. Yazarın köşe yazılarının
Bir Değirmendir Bu Dünya
Bir Değirmendir Bu DünyaCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20219bin okunma
484 syf.
10/10 puan verdi
Stendhal sendromunu duydunuz mu? Ya da hiperkültüremi? Sanat ve estetiğe yüksek takdiri olan kişilerin sanat eserlerinin güzelliği, görkemi karşısında kendinden geçme halidir. Tarihin içinde kaybolma, zamansızlık hissi, begenmenin zirvesi yani bir nevi yüksek sanata maruz kalma. Nadia'nın Serenad'ı ilk duyduğunda hissettiği, birçoklarına göre
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,2bin okunma
344 syf.
9/10 puan verdi
Es-Selam Değerli Dostlar.. Yaklaşık 2 ay önce arkadaşlarla bir proje düşündük; Kadim Şehir Kudüs’ü ziyaret… Ve proje kapsamında gerekli yazışmalar neticesinde 7 si öğretmen, 12 si öğrenci ve 9 u esnaf olmak üzere toplam 28 kişi ile yola koyulduk. Allahın lütfu sayesinde Yaklaşık 6 gün Kudüs’te kaldıktan sonra şükürler olsun ki dün itibari ile
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i Aksa
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i AksaTalha Uğurluel · Timaş Yayınları · 20161,731 okunma
43 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.