Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni
Az eyleme inayetini ehl-i dertten
Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın
Geldikçe derdine beter et müptelâ beni
Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkün ola yetürmek sabâ beni
Nahvet kılıp nasîb Fuzuli gibi bana
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak bana beni
Bizlere yol göstermiş olmaları sebebiyle , önceki salih zevat ve hayırlı alimlerimizden Allah Teala razı olsun. Zira onlar bizlere hayrın her alanında güzel önderler , her faziletli işte örnek şahıslar oldular .
Allah'ım! Her hayırlı işte onların yollarına tabi olmayı bizlere nasip eyle .
Ömürlerimiz ve vakitlerimizden istifade etmeyi müyesser kıl .
Bizleri razı olduğun amellerle iştigal edenlerden eyle . Tüm işlerimizde fuzuli şeylerden bizleri muhafaza eyle .
Şüphesiz sen her şeye kadirsin.
Bahtiyar olmak için bedbaht olmaya ihtiyacı var. Her insan böyledir. Fakat Mefharet gibi galeyanlı tiplerde bu daha açıktır: "Başının belasını arıyor," der halk. Her insan arar bunu. Farkında değildir. Sanatkârlar hissederler. Fuzulî'yi hatırlayın: "Yani ki çok belâlara kıl müptela beni." Hamid de Makber'in önsözünde "Kederimin artması için sevinmek isterim," der. Aynı şeydir: Sevincinin artması için kedere ihtiyacı var, demektir.