BİLİYOR MUSUNUZ? “1923TE TÜRKİYE’DE; Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu. Traktör sıfırdı, karas...aban’dı. 5 bin köyde sığır vebası vardı. Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu. İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon
Herkesin manzarası farklıdır; kimisi yağmur yağarken camdan bakmayı sever, kimisi güneş batarken deniz kenarında olmayı..
Reklam
Cumhuriyet, mucizedir
29 Ekim 1923 sabahı… Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile ithaldi, pirinç ithaldi,
Alimlerden bazılarına denildi ki : Güneş batarken neden sararır? dediler ki ayrılığın korkusundan ve telâşından. Ve bazıları da şu şiiri okudu; قال شاعر لا تركنن الي الفراق فإنه مر المذاق فااشمس عند مغيبها تصفر من الم الفراق.. Sakın ayrılığa dayanırım deme, çünkü o çok acıdır. Zîrâ güneş dahi baterken onun elemiyle sararır.
"Ardıçkuşu kapıyı çaldığında, gri taşın yanında durun," diye okudu Elrond, "ve güneş batarken Durin Gününün son ışığı anahtar deliğinde parlayacak."
Güneş batarken sana sırları gönderiyorum. Onlar okuyamazlar, sen okuyabilirsin, hem nasıl... . A'idacığın Not: Tavana bak.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.