480 syf.
9/10 puan verdi
Dedektif Amaia yıllar sonra büyüdüğü kasabaya döner .Soruşturması gereken katil reşit olmayan kızları öldürüp imzasını bırakıyorken ,kız kardeşinin ve polis teşkiltının dedektiflerinin kıskançlıkları ilede baş etmek zorunda kalıyordu.Bir yanda eşinin ona olan tükenmez desteğini alırken diğer taraftan katilin doyumsuzluğu ilede yüzleşiyordu.Orman katilin evi ,cinayetlerini gizlediği olay yeriydi. Fakat cesedin bulunması için bıraktığı ip uclarınında görünmesini istemesiyle garip bir çelişki hissettiriyordu...Dedektif Amaia bu zorlu görevden başarı ile çıkabilecek miydi? Ailesi ile yaşadığı sorunları çözüp hayatının bir dönemini geçirdiği evde yine huzuru yakalayabilecek miydi ? Keyif ve merak ile okumuştum...Poliseye sevenlere tavsiye ederim...
Gardiyan
GardiyanDolores Redondo · Martı Yayınları · 2015370 okunma
ÇALCATEPE’NİN SİYAH LALESİ Çalcatepe’nin siyah lalesi; İnce, narin, mahzun; Kafileler içerisinde... Adı ne romandaki gardiyan kızı Rosa, Ne de rüya gibi rüya… Çalcatepe'de;
Reklam
Görevli "velkam sör" diyerek açıyor kapıyı. "Vatandaş Türkçe konuş!” demek geliyor içimden. Yüksek kemerli tarihi kapıdan geçerken, taşa kazılı Osmanlı yazısına takılıyor gözüm; ‘Dil ve Din’i yazarken öğrendiğim Osmanlıca işime yarıyor: “Der-sa-a-det Ci-na-yet Tev-kif-ha-ne-si 1337” “Ekskiyuzmi sör!?” diyor görevli. “Burası ‘Cinayet Tevkifhanesi’ mi?” diyorum. “Hayır efendim,” diyor Türkçe olarak; “Burası Four Seasons…” İçimde kopan kahkahayı bastırıyorum: “Ama öyle yazıyor!? Katiller mi kalıyor burada; siz gardiyan mısınız?” Yanıma gelip omzumun üzerinden başını yaklaştırarak yazıya bakıyor: “Bilmiyorum efendim,” diyor, “eski yazı.” “Boşver,” deyip açtığı kapıdan girerken çok şakacısınız efendim diyor gülerek. Dönüyorum: “Şaka değil, bu otel on yıl öncesine dek solcuların tıkıldığı bir zindandı; bu kapıda gardiyanlar, askerler bekliyordu bir zamanlar. Ve tutuklu anaları..”
Bir insanın karakteri dışarıda neyse, içeriye de onu sokuyor Bu ister mahkum ister gardiyan olsun...
144 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir gazeteci, edebiyat eleştirmeni ve bir Komünist lider olan Julius Fucik 1940 lı yıllarda ki tutuklanışından idam olduğu zamana kadar hücresinde gizli olarak yazdığı hapishane günlerini bir gardiyan sayesinde dışarı çıkarttırabilmiş; ailesi ve sevenleri de kitap haline getirmişdir.
Darağacından Notlar
Darağacından NotlarJulius Fuçik · Yordam Kitap · 2015382 okunma
Doktorun yanına ilk giren kalbindeki sıkışmadan ve çarpıntıdan şikayetçiydi. Elinde bir kutu aspirinle dışarı çıktı. İkinci giren sırt ağrılarından şikayetçiydi, geceleri bile zorlukla uyuyabiliyordu. Doktor onu yalancılık la suçlayıp, tedavisini gardiyanlara bıraktı. Sırt ağrılarından şikayetçi hasta doktorun bu sözlerine şiddetle karşı çıkarak, doktora bir gün bu yaptıklarının hesabının sorulacağını, onun bir doktor değil işkenceci sadist bir yaratık olduğunu haykırdı ve zorla odadan çıkartıldı. Az sonra gardiyan odasından cop sesleri ve siyasi tutuklunun yenilgiyi kabullenmeyen sloganları duyuldu. Üçüncü hasta da aynı akıbete uğradı. Dördüncü hasta nefes darlığından şikayetçiydi, aspirin tedavisine hak kazanmıştı. Sıra abuzer'e gelmişti. Doktor, tekrar abuzer'i karşısında görünce suratını astı. "Ne o?" dedi. "Geçen günkü tedavi fayda sağlamadı mı?" Abuzer, doktorun tam karşısında durdu. "Beni yanlış anlamanızı istemem," dedi. "Ancak fayda sağladığını söyleyemiyeceğim." ... Doktor öfkeyle koltuğundan fırladı. "Demek beni tedavi yöntemlerini bilmemekle itham ediyorsun öyle mi?" ... Doktor hırsla, "götürün bunu! Götürün bunu! Nasıl biliyorsanız öyle yapın," diye bağırdı gardiyanlara. Gardiyanlar, Abuzer'in koluna girip götürmeye çalışırken, Abuzer'in şu sözleri duyuluyordu. "Sinirlendiniz mi doktor bey? Öyleyse size bir kutu aspirin vereyim!"
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.