Dil tasavvuru daraltır. Sözcüklerin bellekleri kısa ve aldatıcıdır. En zengin diller, en felsefi kavramlar dahi kozmolojik duyuşun özünü emer, bilinci güdükleştirir, varlığın üstüne kalın bir çul örterek onu basit, yoz ve sığ bir düzleme indirir. Onlar anlamın söze ve biçime dökülebileceği gibi saplantılı bir dar görüşlülüğe yüz vermediler. Şu irfanın özünü nihayet kavramışlardı:
Mana ışıkta değil karanlıkta zuhur eder.
...