TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ)
Olay Örgüsü
İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır.
Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
“Hiç gerçekleşmemiş bir kehanet gibi, yalancı bir kahraman gibi, kötü bir rüya gibi unutulacaksın. Bundan kurtuluş yok.”
-Ahmet Ümit (Kayıp Tanrılar Ülkesi)
Kimse Gerçek Değil
“Derler ki en iyi şifacı, yaralı şifacıdır. Ve bütün şifacılar günün birinde yaralanmaya mahkûmdur…”
Kim olduğunu sorguladıkça dünyasının sahtelikten ibaret olduğunu anlamaya başlayan Işıl Özsoydan, öğrendiği gerçeklerle ne yapacağını bilemez ve her geçen gün biraz daha yalnızlaşarak yabancılaşır.
İnsanları “Yaralılar” ve
Yazarın bu muhteşem kitabında insanların başlarına gelen türlü türlü olaylar bu olaylardan nasıl etkilendikleri ne kadar zarar gördükleri işte Efil de annesine olanların etkisinde kalışı babasıyla hayalini kurduğu karavanı alıp yeni bir yere yerleşip yeni hayat kurmaya başlaması orada ise Adal 'la tanışması onu çok sevip onu kaybetmekten korkması sonunda korktuğu oldu tabi Adal bırakıp gitmek zorunda kaldı babasının onu bir doktora götürüp sonrasında onu terk edişi Efil'in üst üste geldi tüm ayrılıkları buda onu etkiledi neyseki onu düşünen doktoru kitabın sonunda Efil'i hem annesinin ölümüyle ilgili söyledikleri gerçekler üzdü hemde bir zamanlar onu bırakan kayıp Adal 'ı bulup getirmesi Efil artık kafasındaki soru işaretlerini tamamlamayı başardı insan bazen sorunun cevabını bilir ama duymak isteyecek kadar hazır ve cesur hisseder mi kendini Efil ve Adal beraber saracaklar yaralarını beraber iyileşecek
KİTAP TAVSİYEM
"YAZAN & 7"
ALINTILAR
_Kendi tercihleri kendi yollarını döşer...
_Hiçbir Şey sabit değildir...
_Bir değil binden, sonsuzdan öte değil mi 'senden içre' olan cümlesi...
_Kendimle kalabalıklığım doğruydu doğru olmasına ancak, bunca kalabalıklığa rağmen yine de yalnızdım...
_Evrenlerin yapısında pek çok
Bitti.
Sanki kitap değil de hayat bitmiş,
Çevirdiklerim sayfa değil de hayatın günleriymiş gibi...
Gitti.
Giderken beni bıraktı geride. En son Martin'in ardından böyle bakakalmıştım. Oysa ne diyordu rahmetli Erdal Tosun, "Vedalaşmak asıl kalana değil, gidene koyar." Öyle olmadı işte. En çok bana koydu bu gidişler. Varlıklarından
Suavi Kemal Yazgıç , şair, yazar, gazeteci, editörtür. Arşiv görevlisi, muhabirlik, yazı işleri müdürlüğü, redaksiyon editörlüğü yapan Yazgıç, günümüzde TRT de editörlüğe devam etmektedir. 200 civarında dergide yazı, şiir ve röportajlarıyla yer almıştır.
Büyük hikaye, deneme yazarlarından
Rasim Özdenören , onunla ilgili şu ifadeyi kullanmıştır: "Bu
..nazlı
kayıp kentlerin yalnızlığı surlarla çevrilidir
aslına bakarsan
ki bakmakta her zaman fayda vardır aslında
kentlerin yalnız olmasının tek nedenidir çevreleyen surlar
surlar sırları gizlemek vazifesiyle yükselirken gözlerimizde
damla damla erir mumların sertliği
bir kibrit ya da çakmağın çakmasıyla gelişir
olaylar zinciri olur yaşama bağlanır
yaşama bağlar yaşama dahil eder seni beni ettiği gibi edilgen bir hal alır yalnızlığın
terk edilmiş iç kentlerin arasındaki yolculuğum başladı pencere kenarı olsun diye bir ısrarım olmuyor nedense seninle
ki hep olur