Hüseyin Rahmi'den okuduğum ilk kitap. Polisiye okumayı seven biri olarak esprili bir dille yazılmış bu polisiye romana bayıldım diyebilirim.
1942 yılında yayımlanan roman polisiye türünün ilk örneklerinden olup yazarın az bilinen romanlarından biridir. Roman sürükleyicidir, son noktaya kadar insanı merak içinde tutar. Kolay okunur, anlaşılır bir dille yazılmıştır.
Hikaye, sarhoş bir adamın kuyuya düşüp, kuyuda lahana sandığı beze sarılı bir kesik baş bulmasıyla başlıyor. Bu "kuyu içi cinayeti" için iki polis görevlendirilir. Seyit efendi ve Remzi efendi. Esrarengiz olayları inceleme ve araştırmada oldukça başarılı iki uzman polisler. Remzi efendi, Seyit efendi'ye göre daha bilgili bir polistir. Olayı soruşturmaya başlarlar, insanları sorguladılar, ipuçlarını takip ettiler ve uzun uğraşlar sonucu nihayet işe yarar bir ipucu bulunmuştu. Ondan sonra düğümler birbiri ardına çözülmeye başlar.
#alıntılar
Uzun bir vefaya kalbimizin verdiği karşılık, hemen daima nankörlük ve acı bir vefasızlıktır. Dünyanın gülünç hallerine sınır var mıdır?
...insanın en kudurmuşçasına sapkınlık anlarında, karşısına faziletli bir nasihatçi çıkıp da yakasına yapışarak uçurumun kenarından çekse; ne kadar cinayetler düşüncede kalır, ne kadar haşarılar bir tövbe ile canilikten kurtulur, ne kadar masum kanlar akıtılmaktan kurtarılmış olurdu.