Mısır seferi öncesi (Memlûk devleti), Müslüm bir devlete karşı girişeceği severim meşruluğuna şair fetva istedi.
(Çünkü Memlûklu Devleti cem Sultan olayında da Avrupa Haçlılar ile Osmanlı Devleti'ne karşı sürekli ittifak arayışında idi ve yine Anadolu'yu karıştırmaya çalışan Safevi Devleti ile Memlûk devleti Kansu gavri ittifak halinde idi)
Devrin meşhur âlimlerinden olan şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi:
"Sapı*klara yardım eden de cezalandırılır." Fetvasını verdi.
Sonrasına ise,
Mercidâbık Muhaberesi....
Suriye kökenli Reşid Rıza'nın Lübnan'da kurup baskı üzerine Mısıra naklettiği El Manar dergisi, başlangıçta, Cemalettin Afgani'nin fikir arkadaşı ve Mısır Müftüsü Abduh'un da katkısı sayesinde yalnız Arapça konuşulanlar arasında değil bütün İslam dünyasında da bir otorite haline gelmiş, sözü dinlenir bir yayın olmuştu.
Attila Bey, sizinle, Batı, Batıcılık, çağdaşlık kavramları, Türkiye yakın tarihinde bu kavramların dönüşümü, bugünkü durum, Batı’yı aşmak mı ya da onun kuyruğuna takılmak mı sorusu; bütün bunları içeren hem kavramsal, hem de tarihsel bir söyleşi yapalım istedik. Bunlar tartışılan, gündemdeki ciddi konular.
Benim gündemimde 40 senedir
_Benzer hadiseleri benzer şartlar veya benzer şartları benzer hadiseler meydana getirmektedir.
_O, senin mutluluğunu senden daha çok ister ve senin çıkarlarını da senden daha iyi bilir. Çünkü o, senin idrakinin ve aklının sınırlarının üstünde bir varlıktır
_Türkler, savaşçı karakterleri ve kahramanlıkları nedeniyle islâmın kurtarıcısı olmuşlardır.
Deli Petro zamanından beri sıcak denizlere ulaşmayı ulusal politikası hâline getiren Rusya, bu emellerini gerçekleştirebilmek için 1907, 1908 ve 1911'lerde İngiltere'ye, Avusturya - Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı Devleti'ne boğazlarda üs verilmesini amaçlayan notalar göndermekten geri kalmamıştı.
Rusya'nın her fırsatta yinelediği bu notaların, en sonunda Osmanlı Devleti'nin Üçlü Bağlaşma'ya kaymasında etken olduğu bilinmektedir.
Atatürk'ün yeni Türk devletini inşa ederken savaşın arasına eğitim faaliyetini de sokması, eğitim unsurundan yoksun bir milletin olamayacağı ifadesinden başka bir şey değildi. Bir bakıma Osmanlı Devleti yıkılırken eğitim sistemiyle beraber yıkıldı. Türkiye Cumhuriyeti de kurulurken kendi eğitim sistemiyle beraber kuruldu.
Rıza Nur Türk tarihi için ilginç olmakla beraber tam olarak anlaşılamış ve kavranılamamış bir kişi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir döneme gerçekten tam olarak damgası vurmuştur. Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına tanıklık etmiş bu tanıklık içinde savaşların birbiri ardına yaşandığı büyük göçlerin özellikle Balkan devletlerinden olması