Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Selçuk Şah'ın büyük oğlu Alp Tuğrul Han, çok gayretli, azimli ve kararlı bir kişi idi. Bazen de işi oluruna bırakma yani müdahale etmeme huyu vardı. Tükellü halkı onun neslindendir. Tükellü'nün aslı hep kaderine razı olup işi oluruna bırakır. Tükellü, Moğolca bir kelimedir. Onlar adı Moğol dilinden almışlardır. Sultan Osman Han, Sultan Murad Han, Sultan Melik Şah, Yıldırım Bayezıd Han ve Sultan Orhan; Tükellü asıllıdır. Tükellü halkı daima bey ve han olur. Han ve beylerin çoğu Tükellü asıllıdır. Sultan Süleyman Şah, Sarı Baki Bey ve Sultan Selim Han, Çakır Bey evladındandır. Bunlara Oğuzhanlı derler ve bunlar Kayı evladıdır. Rum şehrine padişah olanlar onların evladıdır. Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
Sayfa 161 - Kün Han Oğlu Kayı Han Evladının Beyanı ve Kuzu Yavı Han'ı Hükümetinin BeyanıKitabı okudu
Binbaşı Kemal: - Kumandanım inşallah yakında Bağdat'ı alırız... dedi. Kemal'in bu sözüne karşılık Karabekir: - Kemal Bey, Türk'ün asırlarca kanını ve emeğini emen bu topraklardan kurtulmak, Türk'ün saadetine hizmet eder. Gönül buralarını bu suretle bırakmaya razı değildi. Fakat mademki oldu, artık biz Türk emeğini Türk topraklarına verelim, Arabistan'ı Arap'a bırakalım. Kumandanın bu cevabı hepimizi şaşırtmıştı. Bu top- rakların kaybından Karabekir âdeta haz duyuyordu. İçimizden çok ağır düşünceler geçirdik. Oysa zaman, Karabekir'in düşüncesini haklı çıkardı. Her yeni fikir, daima böyle beğenilmez ve muhalefetle kar- şılanır. 1917'de tepkiyle karşılanan fikirler sonradan milletin malı olmuştur.
Reklam
Arabadan atladım, gürültünün ne olduğunu anlamak istedim. Mahalleye girince korkunç bir manzarayla karşılaştım. Bizim gözleri fırlamış neferler, kadın, çocuk, erkek, ihtiyar halkı zorla topluyorlar ve kasabadan çıkarıyorlardı. O sırada bulduğum bir subay şu bilgiyi verdi: " Biz ordunun ağır yaralılarını, başlarında subay ve doktorları olduğu halde hastane yaptığımız yerlerde bırakmıştık. Askerlikte usul buydu. Ne var ki Bekir Sami'nin tümeni tam Kâzımiyye mahallesinden geçerken duyduğu feryatlar üzerine kasabaya girmiş ve görmüş ki, hastanelere hücum eden Araplar; kolu bacağı kırık yaralıları, yataktaki hastaları, birer ip takarak sokakta sürüyorlar, hastaneleri yağma ediyorlar. Hastaları soyuyorlar. Halkın, Türk ordusu gitti diye korkusu kalmamış. Bekir Sami durumu görünce Kâzımiyye halkını toplamaya başlamış. ..." Geldim, öğrendiklerimi kumandana anlattım. Otomobili sürdük, biraz ilerde henüz ışımaya başlamış havanın yarı aydınlığında Bekir Sami'yi tümeninin başın- da bulduk. Karabekir, Bekir Sami'ye sordu. O da yukarda anlattığım gibi durumu açıkladı. Karabekir: - Peki bu halkı ne yapacaksınız? - Şimdi ne yapacağım görürsünüz. Biraz sonra ateş sesi duyuldu. Bir de ne görelim!.. Bekir Sami dört yüz kişiden fazla olan Kâzımiyye halkını kurşuna diziyor. Çok üzülen Karabekir: - Bekir Bey ne yapıyorsun? Bu halkın ne günahı var? - Dört yüzyıllık Osmanlı tarihinin hesabını görüyorum. Geceyi orada geçirdik. İngilizler daha Bağdat'a girmemişlerdi. Bağdatlı subaylara ailelerine veda için izin vermiştik. Karargâhta bir Bağdatlı Yüzbaşı Tevfik vardı. İsteği üzerine ona da izin verildi...
Demirkapı Derbenti'ndeki demir kapıyı tepip yıkan, altmış tutam alaca mızrağının ucunda er böğürten Kıyan Selçuk oğlu Deli Dündar sağ tarafa yanaşıp bağırdı: "Korkma, çal kılıcını Boğaç Bey'im, yetiştim." Deli Dündar susunca, Parasar'ın Bayburt Hisarı'ndan fırlayıp uçan, on altı yıllık hasreti Banu Çiçek'e kavuşan, yedi kız kardeşinin ümidi, kudretli Oğuz'un en imrenileni, Kazan Bey'in en güvendiği, savaş meydanlarının pehlivanı boz aygırlı Bamsı Beyrek sol yana yanaşıp bağırdı: "Korkma, sal oklarını Boğaç Bey'im, yetiştim."
Sayfa 177Kitabı okudu
Hasan Bey, öksürmeye başlayınca içerdekiler ona doğru döndü. Panikteydiler, kontrolnkalkmış gibiydi merkezde. Birilerinin havalandırma dairesine doğru koştuğu duyuluyordu. Yangın söndürme sistemi çalışmıştı ve her yerden sular püskürtüyordu. Bu, durumu daha da kötüleştirdi. Su ve duman, görmeyi ve nefes alıp vermeyi daha da zorlaştırmıştı. Selçuk bu fırsattan faydalandı. Odaya daldı ve Gül'ü odadan çıkarmak isteyenlere saldırdı. Neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Doktor kıyafetli birisinin saldırısına uğruyorlardı. Selçuk hiç acımadan yere yıktı adamları. Selçuk, adamlarla boğuşurken başını çarpmıştı. Gül'ün yardımıyla ayağa kalktı. "Efendim, ben Selçuk. Türk askeri." Gül'ün gözleri doldu bir an. "Bir an önce buradan çıkmalıyız Bakanım."
Sayfa 230Kitabı okudu
960 • Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kınık Boyu’nun Selçuk Bey önder­liğinde Cend Kenti’ne gelerek İslamiyet’i kabul etmesi.
Reklam
(...) Konya alçılarında bağdaş kurarak oturan kaftanlı figürler, havaya kaldırdık­ları ellerinde birer balık tutan, ayakta insan figürleri, kentaurlar da görül­mektedir. Bunlarla saray ileri gelenlerinin ve astrolojik sahnelerin canlan­ dırıldığını kabul edebiliriz. Anadolu Selçuk saraylarının alçı ve çini malzeme­ sinde görülen ikonografik
Sayfa 84 - Alçı Süsleme ve Duvar Resmi Bölümünden.
Binbaşı Ahmet Bey çıkageldi.: " Bu birlik esir olacaktır, Araplar düşmana kaçıyor, ben bu işi yapamam." dedi. Biz savaşta, Arapların düşmana kaçtığını veva kolayca esir olduğunu görüyorduk. Önce bunu Arapların korkaklığına verdik. Sonradan öğrendik ki, bunun sebebi İngilizlerin Araplara propaganda ettiği istiklal fikriymiş. Osmanlı Devleti 1917'de bu durumu değerlendirmiş değildi.
Tanrıtanımazlığımı bir ayrıcalıkmış gibi ortaya atmadım ki. Rüştü Bey kendisi sormuştu, ben de cevap vermiştim. Yalan mı söyleseydim? Başkaldırma bile sayılmaz inançsızlığım.
Sayfa 91 - Yapı Kredi Yayınları, 4. baskı: İstanbul, Ocak 2022Kitabı okudu
Ancak sorgucu (albay) işini çabuk bitirmek, sonuca ulaşırsak sabırsızlığı içindeydi. Gözetimi altında bulunduğum “yüzbaşı” da ikide bir yineliyordu: — İlhan Bey, albayı çok sıkma!.. Ben direndikçe işkencenin dozunun da arttırılacağını anlamıştım . Bu süreç, sonunda beni paçavralaşmaya kadar götürebilirdi. Ne yaparsam şimdi yapacaktım. Saatler
593 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.