Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Maria Puder... benim Kürk Mantolu Madonnam... dudaklarının kenarındaki ince kıvrıntı ve siyah gözlerinin derin bakışlarıyla karşımda duruyordu. yüzünde hiç dargınlık, sitem yoktu... Belki biraz hayret, fakat daha ziyade alaka ve şefkatle bana bakıyordu. Halbuki bende onun bakışlarını karşılayacak cesaret yoktu. On sene, tam on sene, zavallı ruhumun bütün kırgınlığıyla, bir ölüye kızmış, bir ölüyü suçlu tutmuştum.. onun hatırasına bundan daha büyük bir hakaret yapılabilir miydi? hayatımın temeli, gayesi, sebebi olan kimseden on sene hiç tereddüt etmeden, haksızlık edebileceğimi hiç düşünmeden şüphelenmiştim. onun hakkında en akla gelmeyecek şeyleri tasavvur etmiş ve bir an olsun durup da belki de böyle yapmasının ve beni terk etmesinin bir sebebi vardır dememiştim... Halbuki sebeplerin en büyüğü, en mukavemet edilmezi, ölüm varmış. utancımdan deli olacaktım, bir ölüye karşı duyulan hazin ve faydasız nedametle kıvranıyordum... ömrümün sonuna kadar diz çökerek, onun hatırasına karşı işlediğim cinayetin kefaretini vermeye çalışsam, bunda gene muvaffak olamayacağımı, insanları en günahsızına kabahatlerin en ağırını ;seven bir kalbi yüzüstü bırakmak ihanetini yüklemenin,asla affedilmeyeceğini seziyordum...
Sayfa 153Kitabı okudu
Satırlar gözlerimin önünden siliniyor ve beyaz sahifelerin ortasında, sisler içinde, benim zavallılığıma sessiz ve içten kahkahalarla gülen iki siyah göz peyda oluyordu.
Reklam
“Büyük salonun kapıya yakın bir duvarının önünde birdenbire durdum. O andaki hislerimi, bilhassa aradan bu kadar seneler geçtikten sonra, anlatmama imkân yok. Yalnız orada, kürk mantolu bir kadın portresinin önünde, mıhlanmış gibi durduğumu hatırlıyorum. Resimleri seyredip geçenler, vücutlarıyla beni sağa sola itiyorlar, fakat ben olduğum yerden ayrılamıyordum. Bu portrede ne vardı?.. Bunu izah edemeyeceğimi biliyorum; yalnız, o zamana kadar hiçbir kadında görmediğim garip, biraz vahşi, biraz mağrur ve çok kuvvetli bir ifade vardı. Bu çehreyi veya benzerini hiçbir yerde, hiçbir zaman görmediğimi ilk andan itibaren bilmeme rağmen, onunla aramızda bir tanışıklık varmış gibi bir hisse kapıldım. Bu soluk yüz, bu siyah kaşlar ve onların altındaki siyah gözler; bu koyu kumral saçlar ve asıl, masumluk ile iradeyi, sonsuz bir melal ile kuvvetli bir şahsiyeti birleştiren bu ifade, bana asla yabancı olamazdı. Ben bu kadını yedi yaşımdan beri okuduğum kitaplardan, beş yaşımdan beri kurduğum hayal dünyalarından tanıyordum. Onda Halit Ziya’nın Nihal’inden, Vecihi Bey’ in Mehcure’sinden, Şövalye Buridan’ın sevgilisinden ve tarih kitaplarında okuduğum Kleopatra’ dan, hatta Mevlit dinlerken tasavvur ettiğim Muhammet’ in annesi Amine Hatun’ dan birer parça vardı. O benim hayalimdeki bütün kadınların bir terkibi, bir imtizacıydı.”
"Bu soluk yüz, bu siyah kaşlar ve onların altındaki siyah gözler; bu koyu kumral saçlar ve asıl, masumlukla iradeyi, sonsuz bir melalle kuvvetli bir şahsiyeti birleştiren bu ifade, bana asla yabancı olamazdı. Ben bu kadını yedi yaşımdan beri okuduğum kitaplardan, beş yaşımdan beri kurduğum hayal dünyalarından tanıyordum."
Sayfa 51 - Raif EfendiKitabı okudu
Maria Puder, benim Kürk Mantolu Madonnam, dudaklarının kenarındaki ince kıvrıntı ve siyah gözlerinin derin bakışlarıyla karşımda duruyordu.
Raif EfendiKitabı okudu
Siyah gözleri anlaşılmaz, derin düşüncelere dalmış gibi yere bakıyor, adeta bulamayacağından emin olduğu bir şeyi son bir ümitle aramak istiyordu.
Raif EfendiKitabı okudu
Reklam
Siyah gözleri anlaşılmaz, derin düşüncelere dalmış gibi yere bakıyor, adeta bulamayacağından emin olduğu bir şeyi son bir ümitle aramak istiyordu...
Bir peri masalının son şahidi
O bu dünyadan ayrılırken, benim hayatıma, başka hiçbir insana nasip olmayacak kadar canlı bir şekilde giriyordu. Bundan sonra onu daima yanımda bulacaktım. Şirkette Raif Efendi'nin boş masasına oturdum ve siyah kaplı defterini önüme kıyarak bir kere daha okumaya başladım.
Sayfa 156 - Raif Efendi'nin arkadaşıKitabı okudu
Maria Puder... benim Kürk Mantolu Madonnam... dudaklarının kenarındaki ince kıvrıntı ve siyah gözlerinin derin bakışlarıyla karşımda duruyordu. yüzünde hiç dargınlık, sitem yoktu... Belki biraz hayret, fakat daha ziyade alaka ve şefkatle bana bakıyordu. Halbuki bende onun bakışlarını karşılayacak cesaret yoktu. On sene, tam on sene, zavallı ruhumun bütün kırgınlığıyla, bir ölüye kızmış, bir ölüyü suçlu tutmuştum.. onun hatırasına bundan daha büyük bir hakaret yapılabilir miydi? hayatımın temeli, gayesi, sebebi olan kimseden on sene hiç tereddüt etmeden, haksızlık edebileceğimi hiç düşünmeden şüphelenmiştim. onun hakkında en akla gelmeyecek şeyleri tasavvur etmiş ve bir an olsun durup da belki de böyle yapmasının ve beni terk etmesinin bir sebebi vardır dememiştim... Halbuki sebeplerin en büyüğü, en mukavemet edilmezi, ölüm varmış. utancımdan deli olacaktım, bir ölüye karşı duyulan hazin ve faydasız nedametle kıvranıyordum... ömrümün sonuna kadar diz çökerek, onun hatırasına karşı işlediğim cinayetin kefaretini vermeye çalışsam, bunda gene muvaffak olamayacağımı, insanları en günahsızına kabahatlerin en ağırını -seven bir kalbi yüzüstü bırakmak ihanetini- yüklemenin; asla affedilmeyeceğini seziyordum...
"...aramızda bir tanışıklık varmış gibi bir hisse kapıldım.Bu soluk yüz,bu siyah kaşlar ve onların altındaki siyah gözler;bu koyu kumral saçlar ve asıl, o masumluk ile iradeyi sonsuz bir melal ile kuvvetli bir şahsiyeti birleştiren bu ifade,bana asla yabancı olamazdı"
Sayfa 56 - Yapı KrediKitabı okudu
Reklam
bu siyah ve dalgın gözlerde ara sıra anlayamadığım bir şey parlıyor ve beni şaşırtıyordu. göğsünden hafif fakat harikulade güzel bir ten kokusu yayılıyordu. bütün bunların üstünde, ona yakın olmak, onun için bir şey olduğunu bilmek vardı: -- maria, diye fısıldadım. nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar çok mesut edebiliyor ? insanın içinde ne müthiş kuvvetlerin saklı olması lazım.
Sayfa 113 - kültür yayınları, 1.basım, istanbul 1943Kitabı okudu
Fakat ona dair hiçbir şey bilmiyorum. Ne ismini, ne bulunduğu yeri. Buna rağmen hayalimde onu daima takip edeceğim. Kafamda ona bir hayat seyri icap edip yanında yürüyeceğim. Onun nasıl büydüğünü, nasıl mektebe gittiğini, nasıl güldüğünu ve nasıl düşündüğünü tasavvur ederek bundan sonraki senelerimin yalnızlığını doldurmaya çalışacağım. Dışardan
Sayfa 156 - YKYKitabı okudu
589 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.