Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dinsel koşullanma ile bilimsel sağduyu ters orantılıdır.
İslamiyete göre kişinin neye inanacağını belirleyen anne ve babası değil, daha doğum öncesi çizilen kaderidir. Bunu böylece belirledikten sonra; mademki doğumundan daha beş ay, önce bu insan taslağının yaşamda, zenginliği fakirliği, ne kadar yaşayacağı, neler yapacağı, mutlu mu mutsuz mu, "kötü" mü "iyi"mi olacağı Allah'ın meleği aracılığıyla belirleniyor; o halde cennet, cehennem ve sı­nav iddialarını nereye yerleştireceğiz? Bir insanın "kötü" olacağını daha doğumundan beş ay önce saptayıp sonra da "vay sen niye 'iyi' olmadın?!" diyerek onu sonsuz cehennem ateşine atmak hangi vicdana, hangi adalete sığar? Böylesine keyfi ve zalim bir tanrı düşünemeye­ ceğimize göre, buradaki Allah imgesinin 7. yüzyıl insanının bir ürünü olduğunu kabul etmeliyiz. Kuşkusuz sorgulama yeteneğini yitirmiş, koşullanmış veya hayatın doyumsuzluğu karşısına bütün iyi yaşam umudunu 'öbür dünya'ya bağlamış, insanları ikna etmek imkânsız gibidir. Dinsel ideoloji, 'öbür dünya'nın cehennemini de cennetini de öylesi uç boyutlarda tanımlamıştır ki, kendisine inanan insana cehennem korkusu ve huri düşleri çerçevesinde, mantığını dışlamaktan başka çare bırakmıyor.
profili oğlan çocuğu
Özel yağmurunu yanında gezdirirdi Cam tozu serpintisi su pırıltılı Profili oğlan çocuğu ağzı hüzün Sevda çetin bir sınav bunu bilirdi Yüreğini tüketen epeyce ağrılı Özel yağmurunu yanında gezdirirdi Sabahtan akşama bütün gün Bir kalemle buluşmasın şairdi Şiirleri nedense ağır yaralı Gizliden gizliye kan kaybediyor Eli fırça tutunca yaptığı
Reklam
Dermansız bir dert bizimkisi...
Sinir sistemini yatıştıran, en sinirli insanı bile sakinleştiren ilaçlar bulunmuştur. Korkuyu tümüyle yok eden bir ilaç da vardır. Kuşkusuz, bu sınav korkusu taşıyan bir öğrenci için yararsızdır.
Sayfa 215 - TÜBİTAK YayınlarıKitabı okudu
Bu bir “Vehn” krizidir!
İlk önce yüreklerimizde başladı Efendimiz’in (s.a.s) bahsettiği Vehn krizleri… Büyük bir dünya sevgisi kapladı tüm benliğimizi. Daha çok kazanma hırsı, daha lüks yaşama arzusu, daha iyi evlerde oturma, daha iyi arabalara binme hayalleri işgal etti yüreklerimizi… Sonunda ne davamıza, ne gariplere ne de merhamete yer kaldı yüreklerimizde. En son
O kadar tanıdık ki
Sınav korkusu ve sınavı kazanmanın zafer sarhoşluğuyla silinip giden hırs içinde yeniden şahlanmış, kendisine bir türlü rahat ver­miyordu.
? Soru İşaretlerinden Biri
Zulumdur dinlenen başlarsa eğilmiş Gömleğin üzerine kadar çıkmış kalbteki kara leke Dikilsen dağların ötesini tutar elin Bir iki tank çer çöp olmuş gözüne perde Petrol ya da banker sellerinde boğuluyorsun Külçe külçe dolar ya da sefalet secden olacak yerde O eski kadim iklim kimbilir nerde sürer Perişan birkaç evde kimbilir veliler
Sayfa 412Kitabı okudu
Reklam
Bir deli akıl çırpınıyor aramızda Rızık korkusu can korkusu baş mesele Çıplan dünyadan çıplan ve gövdenden O büyülü çiçekleri yol arın bir kere Başını eğmiş zalimleri dinlersin Dersin 'lokmam ellerinde' Filistin bir sınav kağıdı Her mü'min kulun önünde De gerçeği yaz: Hakikat şehitliğe koşmaktır De isyan çağır yolun açılır cennet köşelerine
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Canlıların korkusu anlamında yaşam korkusu, kaygısı tek başına genel insani bir fenomen olabilir. Nevrotik kişide bu korku artmıştır. Bu korku, kaygı kısaca düşmanca ve karşı konulamayan bir çevre karşısındaki çaresizlik duygusu olarak betimlenebilir. Nevrotik kişi çoğu zaman bu çaresizliğin bilincinde değildir. Sadece çok çeşitli içeriğe sahip bir dizi korkunun bilincindedir: Fırtına korkusu, sokağa çıkma korkusu, kızarma korkusu, hastalık kapma korkusu, sınav korkusu, trenle seyehat korkusu vs. Bir insanın niçin tam da şu veya bu özel korkuya sahip olduğu elbette tek tek kesin belirlenmemiştir. Fakat daha derinlemesine bir anlayış bize gösteriyor ki, bütün o korkular ağırlıklarını altta gizli olan artmış yaşam korkusundan, kaygısından alıyor.
Sayfa 187 - Cem Yayınevi
256 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.