İngilizler iki kez “sürpriz” silahını kullanmaya kalkışmışlar, ancak arazinin sarplığı, planlarının yanlışlığı ve komutanlarının kararsızlığı yüzünden başarısızlığa uğramışlardı. Üstelik, önceden hor gördükleri Türkler, bu silahı kendilerine karşı çevirmişlerdi. İngilizleri şaşırtan ilk şey, savaşın tam can alıcı anında ve yerinde, askerlikteki ustalığı kendilerine yalnız eşit değil, üstün bile olan bir Türk komutanının ortaya çıkışıydı. İkinci sürpriz de, asıl Türk askeri olmuştu. Mustafa Kemal strateji bilgisinin temellerini kavradığı kadar askerlerinin ruhunu da anlamıştı. Türk psikolojisini ve Türk’ün bir kere başındakilere güvenip de kanı kızıştıktan sonra, nasıl azimle, kıyasıya dövüşebileceğini biliyor, bundan yararlanmayı da iyi başarıyordu. Böylece, Mustafa Kemal ile Mehmetçik bir araya gelerek Gelibolu Yarımadası’nı kurtarmışlardı. İngiliz resmi tarihçisinin deyişiyle: “Tek bir tümen komutanının üç ayrı seferde kazandığı başarıların, sadece bir savaşın gidişi üzerinde değil, bütün bir seferin akıbeti ve hatta bir milletin kaderi üzerinde bu derece derin bir etki bırakması, tarihte eşi çok az görülmüş bir olaydır.”
Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"...Sevr antlaşması tarihte örneği olmayan trajik bir antlaşmadır. Yalnız kabul edenler için değil, böyle bir antlaşmayı hazırlayan Batılılar için de bir utanç belgesidir..."
Reklam
Sevr Antlaşması tarihte örneği olmayan trajik bir antlaşmadır. Yalnız kabul edenler için değil, böyle bir antlaşmayı hazırlayan Batılılar için de bir utanç belgesidir. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, İngiltere'nin isteği doğrultusunda, 'bir daha Batıya kafa tutamayacak kadar küçük ve güçsüz bir devlet' haline getirilmekte, Çatalca'ya kadar Doğu Trakya Yunanlılara verilmekte, Anadolu Türkler, Yunanlılar, Ermeniler, Kürtler ve Fransız mandası altındaki Suriye arasında bölüştürülmekte, kapitülasyonlar daha ağırlaştırılıp genişletilmekte, devletin her etkinliği denetim altına alınmakta, Marmara denizi ile Boğazların idaresi ayrı bayrağı olan milletlerarası bir kurula bırakılmaktadır. Ayrıca, Üçlü Anlaşma'yla Anadolu, iyice sömürülmek üzere, İngiliz, Fransız ve İtalyan çıkar bölgelerine ayrılmaktadır.
Türk adıyla anılan ilk devleti kuran Gök Türkler
Bilindiği gibi tarihte Türk adıyla anılan ilk devleti kuran Gök Türkler, tarihimizde bu özelliğinden dolayı seçkin bir yere sahiptir. Yaklaşık iki yüz yıl süren bağımsız tarihleri boyunca Gök Türk Devleti'nin dayandığı boy sistemi iyi incelendiğinde daha sonraki asırlarda kesintisiz devam ederek, günümüz Türk Dünyasına ulaşan bir köprü olduğu anlaşılır. Gök Türk tarihinde zaman içerisinde değişik isimler ve organizasyonlara bürünen bir boylar kompozisyonu söz konusudur. Bu kompozisyon başka bir deyişle boyların dağılımı ve hareketlenmesi Gök Türk Devleti'nin 745'te yıkılışından sonra da devam etmiş, hatta göçlerde başrol oynamış, nihayet günümüze ulaşmıştır.
286 syf.
8/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Heyet kitabı çıktığı ilk günlerden beri çok satan listelerinin başında yer alan bir kitap. Kitabın tanıtım bülteni o kadar iyi yapılmış ki ister istemez kendine çekiyor sizi. Özelikle tanıtımın ve basımın güzel olması tarihe ilgi duyan herkesin dikkatini çekiyor. Yazar “Halil Yaşar Kollu” daha önce ismini hiç duymadığım bir yazar. İnternetten
Heyet
HeyetHalil Yaşar Kollu · Lopus Yayınevi · 20163,381 okunma
Türkiye'nin esrarlı dönüşümü
tarihin en gizemli ve sırlarla dolu adamlarından birisidir. hakkındaki ortada dolaşan negatif söylemlerin lozan ile ilgili olanlarını bir yazıda şöyle anlatmışlardır. alıntıdır: burhan bozgeyik - milli gazete hayim naum: lozanda bizi teslim, pardon temsil eden yahudi tarihimizdeki büyük hatalar bir yahudi’nin lozan heyetine dahil
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.