İnsan, bu dünyada bir görünüş olduğunu hissediyordu; olduğundan daha büyükmüş etkisini yaratan bir şey; bu şey geride yankı bırakıyordu, aydınlık yerlerden geçtiğinde ise gölgesi ona refakat ediyordu; bu gölge, yerinden doğrulan, ama bir an sonra tekrardan kaderine boyun eğmiş bir halde yerlerde sürünen, her taraf titreyen bir deliyi andırıyordu.
Sayfa 398 - YKY 8.BASKI: İSTANBUL, HAZİRAN 2018 ÇEVİREN: AHMET CEMALKitabı okudu
Hiç
Gözlerini açtığında ıssız bir yolun ortasında buldu kendini. Her yanı çamura bulanmış, bütün vücudunu dayanılmaz bir ağrı kaplamıştı. Hareket edemedi. Zaten kalkıp yürüyecek gücü kendinde bulacak olsa bile, ne tarafa doğru gideceği hakkında hiçbir fikri yoktu. Öylece yattı bir süre. Hiç hareket etmeden. Üstü başı çamur içinde. Öylece kaldı. Belki
Reklam
Yorgun ve bıkkın olanlar der ki: “Güzellik tatlı fısıltılardan oluşur. Ruhumuzda konuşur. Sesi sessizliklerimize teslim olur, gölge korkusuyla titreyen zayıf bir ışık gibi.”
Güzelliğe Dair
Yorgun ve bıkkın olanlar der ki: “Güzellik tatlı fısıltılardan oluşur. Ruhumuzda konuşur. Sesi sessizliklerimize teslim olur, gölge korkusuyla titreyen zayıf bir ışık gibi.”
Her bir cümlesi alıntılık aslında..:)
Yorgun ve bıkkın olanlar de ki; 'Güzelliğin tatlı fısıltılarından oluşur. Ruhumuzda konuşur. Sesi sessizliklerimize teslim olur, gölge korkusuyla titreyen zayıf bir ışık gibi.'
Sayfa 41 - İş BankasıKitabı okudu
Ama şimdi harcayacak bir tek anım bile yok. Dinlenecek zaman yok burada, titreyen yapraklardan yapılmış bir gölge, güneşten kaçıp akşamın serinliğinde sevgiliyle oturulacak küçük kameriye bile yok. Yeryüzünün ağırlığı bizim omuzlarımızda, bizim gözlerimizden görünüyor o; eğer gözlerimizi kırpar ya da başka yana bakarsak, Platon’un söylediğine parmak basmak, Napolyon’u ve onun utkularını anımsamak için geriye dönersek yeryüzüne, yoldan sapmanın yarasını açmış olacağız.
Reklam
116 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.