Ağıt
Turnalar, turnalar çok uzak göklerde uçan, dağların üstünde kanat çırpıp pervaz dönen turnalar, gidin söyleyin oraya, Van gölünün mavisine. Orada kıyıda tek başına bir kavak durur, tellice. İsmail eliyle dikmişti onu. Varın o kavağa deyin ki İsmaili vurdular...
Siyah Gözlerine Beni de Götür
sonbaharın tozlu kafeslerinde sevgi turnalarına yakalanıyorum turnalar gidiyor; ben kalıyorum avareyim, asudeyim, yorgunum bilmiyorum neden sana vurgunum
Sayfa 11 - PDF
Reklam
“Seven iki insan en sonunda birbirinin tıpatıp aynısıydı.”
Sayfa 106Kitabı okudu
Artık kırda bir çalılıktan ansızın bir tavşan fırlamıyor. Önümüzden pırrr diye bir keklik sürüsü havalanmıyor. Bülbül şiirlerde, turnalar türkülerde kaldı.
Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar. Zaman ne de çabuk geçiyor Mona. Sezai Karakoç ( Mona Rosa )
*Kapı kapandı gülüm, sarsılmak neye yarar? Dönmemek arzusuyla uçup gitti turnalar.*
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.